localize - English Turkish Sentences
English Turkish
localize yerelleştirmek v.
  • The company decided to localize its marketing into regions.
  • Şirket, pazarlamasını bölgelere göre yerelleştirmeye karar verdi.
Show More (-2)
localize yerini tespit etmek v.
  • The detective was able to localize the source of the strange odour.
  • Dedektif garip kokunun kaynağını tespit etmeyi başardı.
Show More (-2)
localize yerini belirlemek v.
  • The firemen localized the fire.
  • İtfaiyeciler yangının yerini belirledi.
Show More (-2)