long time - English Turkish Sentences
English Turkish
long time uzun zaman n.
  • That was a long time ago.
  • Bu uzun zaman önceydi.
  • There has not been so much fear and so little hope in Israel for a long time.
  • İsrail'de uzun zamandır bu kadar çok korku ve bu kadar az umut olmamıştı.
  • They cannot even go shopping any more, as for a long time many of the traders in Russia have been from other countries.
  • Artık alışverişe bile gidemiyorlar, çünkü uzun zamandır Rusya'daki tüccarların çoğu başka ülkelerden.
Show More (878)
long time uzun süre n.
  • It is therefore necessary to shorten these excessively long time periods.
  • Bu nedenle bu aşırı uzun sürelerin kısaltılması gerekmektedir.
  • I will stop there and thank you for listening, as there are a few people who have been waiting a very long time already.
  • Burada duracağım ve beni dinlediğiniz için teşekkür edeceğim, zira zaten çok uzun süredir bekleyen birkaç kişi var.
  • I will stop there and thank you for listening, as there are a few people who have been waiting a very long time already.
  • Burada duracağım ve beni dinlediğiniz için teşekkür edeceğim zira çok uzun süredir bekleyen birkaç kişi var.
Show More (20)