1 |
look back |
geriye bakmak |
v. |
|
- It was looking back instead of forward.
- İleriye değil geriye bakıyordu.
- Let us now look forward instead of looking back.
- Şimdi geriye bakmak yerine ileriye bakalım.
- Looking back, it was a very good decision.
- Geriye bakınca, bu çok iyi bir karardı.
- Tom looked back.
- Tom geriye baktı.
- He looked back and smiled at me.
- O, geriye baktı ve bana gülümsedi.
- She regretted deeply when she looked back on her life.
- Hayatında geriye baktığında, o derin üzüntü duymuştur.
- Don't look back.
- Geriye bakmayın.
- They looked back.
- Geriye baktılar.
- Sometimes we need to look back to know where we are going to.
- Nereye gittiğimizi bilmek için bazen geriye bakmalıyız.
- Slowly I swim to the shore, looking back with each stroke.
- Yavaşça kıyıya doğru yüzüyorum, her kulaçta geriye bakıyorum.
- He looked back.
- O geriye baktı.
- Never look back.
- Asla geriye bakma.
- I didn't look back.
- Ben geriye bakmadım.
- He looked back over his shoulder.
- Omzunun üzerinden geriye baktı.
- I don't tend to look back and regret what I've done.
- Geriye bakıp yaptıklarımdan pişmanlık duyma eğiliminde değilim.
- The old man stopped suddenly and looked back.
- Yaşlı adam aniden durdu ve geriye baktı.
- Run away, and don't look back.
- Kaç ve geriye bakma.
- He turned around and looked back.
- Döndü ve geriye baktı.
- I don't tend to look back and regret what I've done.
- Bende geriye bakmak ve yaptıklarım için pişman olmak eğilimi yoktur.
- Tom looked back and smiled at Mary.
- Tom geriye baktı ve Mary'ye gülümsedi.
- Sometimes we need to look back to know where we are going to.
- Bazen nereye gittiğimizi bilmek için geriye bakmamız gerekir.
- Don't look back.
- Geriye bakma.
- I looked back to see if anyone was following me.
- Beni takip eden birinin olup olmadığını görmek için geriye baktım.
Show More (20)
|
2 |
look back |
arkasına bakmak |
v. |
|
- Tom looked back and smiled at Mary.
- Tom arkasına baktı ve Mary'ye gülümsedi.
- He turned around and looked back.
- Dönüp arkasına baktı.
- Look back there.
- Arkana bak.
- The boy ran away without looking back.
- Çocuk arkasına bakmadan kaçtı.
- He looked back over his shoulder.
- Omzunun üzerinden arkasına baktı.
- Tom did not look back.
- Tom arkasına bakmadı.
- Tom didn't look back.
- Tom arkasına bakmadı.
- Tom walked out of the room without looking back.
- Tom arkasına bakmadan odadan çıktı.
- Tom looked back.
- Tom arkasına baktı.
- The old man stopped suddenly and looked back.
- Yaşlı adam aniden durdu ve arkasına baktı.
- They looked back.
- Arkalarına baktılar.
- He looked back.
- Arkasına baktı.
- I looked back to see if she was looking back to see if I had looked back.
- Arkama bakıyor muyum diye görmek için arkasına bakıp bakmadığını merak ederek arkama baktım.
- He looked back and smiled at me.
- Arkasına baktı ve bana gülümsedi.
Show More (13)
|
3 |
look back |
hatırlamak |
v. |
|
- She looked back on her school days.
- Okul günlerini hatırladı.
- He often looks back on his high school days.
- Sık sık lise günlerini hatırlıyor.
- He often looks back on his high school days.
- Sıklıkla lise günlerini hatırlar.
Show More (0)
|
4 |
look back |
geçmişe bakmak |
v. |
|
- I too am inclined to think that we should take a little look back in time.
- Ben de biraz geçmişe bakmamız gerektiğini düşünme eğilimindeyim.
Show More (-2)
|
5 |
look back |
geri dönüp bakmak |
v. |
|
- Tom looked back at Mary.
- Tom, Mary'ye geri dönüp baktı.
Show More (-2)
|