Tureng - look young - English Turkish Sentences

History

	English	Turkish
1	look young	genç görünmek	v.
	Tom looks young. Tom genç görünüyor. My mother looks young for her age. Annem yaşına göre genç görünüyor. She looks young, but in reality she's over 40. Genç görünüyor ama gerçekte 40'ının üzerinde. She wants to look younger. Daha genç görünmek istiyor. Even though Tom looks younger than Mary, he's actually quite a bit older. Tom Mary'den genç görünse de aslında ona göre epeyce yaşlı. She looks young, but in reality she's over 40. O genç görünüyor, ama gerçekte o, 40 yaşın üzerinde. He looks young for his age. O, yaşına göre genç görünüyor. Tom looks young, doesn't he? Tom genç görünüyor, değil mi? She looks young, but as a matter of fact she is older than you are. O genç görünüyor ama aslına bakarsanız o sizden daha yaşlı. I look young compared to my husband. Kocama kıyasla genç görünüyorum. She looks young, but as a matter of fact she is older than you are. Genç görünüyor ama aslında senden daha yaşlı. He looked young beside his brother. O, erkek kardeşinin yanında genç görünüyordu. Tom wanted to look younger. Tom daha genç görünmek istedi. Tom looked young. Tom genç görünüyordu. My father is 48, but he looks young for his age. Babam 48 yaşında ama yaşına göre genç görünüyor. Tom wants to look younger. Tom daha genç görünmek istiyor. She looks young, but she's actually over forty. Genç görünüyor ama aslında kırkın üzerinde. Our professor looks young for his age. Profesörümüz yaşına göre genç görünüyor. I look younger than I am. Olduğumdan daha genç görünüyorum. She looks young, but she's actually older than you are. O genç görünüyor, ama o aslında senden daha yaşlıdır. She looks young for her age. O, yaşına göre genç görünüyor. He looked young. Genç görünüyordu. Tom looks younger than I expected. Tom beklediğimden daha genç görünüyor. His aunt looks young. Onun teyzesi genç görünüyor. Yamanaka looks young for his age. Yamanaka yaşına göre genç görünüyor. Her sister looks young. Onun kız kardeşi genç görünüyor. My aunt looks young. Teyzem genç görünüyor. I think I look young. Sanırım genç görünüyorum. His hair is blond and he looks young. Saçları sarı ve genç görünüyor. They look young. Genç görünüyorlar. He looks young. Genç görünüyor. The actress looks younger than she really is. Aktris gerçekte olduğundan daha genç görünüyor. He looked young beside his brother. Kardeşinin yanında genç görünüyordu. She looks young, but she's actually over forty. Genç görünüyor ama aslında kırkının üzerinde. He looks young, but actually he is over forty. Genç görünüyor ama aslında kendisi kırkın üzerinde. Tom looks younger than I expected. Tom umduğumdan daha genç görünüyor. His hair is blond and he looks young. Onun saçları sarı ve o genç görünüyor. Tom wanted to look younger. Tom daha genç görünmek istiyordu. He looks young for his age. Yaşına göre genç görünüyor. His mother looks young for her age. Annesi yaşına göre genç görünüyor. Tom looks young for his age. Tom yaşına göre genç görünüyor. He looks young, but actually he is over forty. Genç görünüyor ama aslında kırk yaşının üzerinde. He looks young considering his age. Yaşına göre genç görünüyor. Tom said I looked young. Tom genç göründüğümü söyledi. She wants to look younger. O daha genç görünmek istiyor. His aunt looks young. Halası genç görünüyor. She looks young, but actually she's older than you are. Genç görünüyor, ama aslında senden daha yaşlı. She looks young. O genç görünüyor. I don't want to look younger. Daha genç görünmek istemiyorum. I look young compared to my husband. Kocamla karşılaştırıldığında genç görünüyorum. He looks young. O genç görünüyor. Though he is more than sixty years old, he looks young. 60 yaşından fazla olmasına rağmen o hala genç görünüyor. I used to look younger. Eskiden daha genç görünürdüm. She looks young, but she's actually older than you are. Genç görünüyor ama aslında senden daha yaşlı. Tom definitely looks younger than Mary. Tom kesinlikle Mary'den daha genç görünüyor. I want to look younger. Daha genç görünmek istiyorum. His sister looks young. Onun kız kardeşi genç görünüyor. Our teacher looks young for her age. Öğretmenimiz yaşına göre genç görünüyor. Though he is more than sixty years old, he looks young. Altmış yaşından fazla olmasına rağmen genç görünüyor. Tom looks younger than Mary. Tom Mary'den daha genç görünüyor. Tom looks younger than his age. Tom yaşından daha genç görünüyor. Show More (58)
2	look young	genç göstermek	v.
	She looks young for her age. Yaşına göre genç gösterir. She looks young. Genç gösteriyor. Her sister looks young. Kız kardeşi genç gösteriyor. My father is 48, but he looks young for his age. Babam 48 yaşında ama yaşına göre genç gösteriyor. His sister looks young. Kız kardeşi genç gösteriyor. Show More (2)