luxury - English Turkish Sentences
English Turkish
luxury lüks n.
  • Giselle works hard to live in luxury.
  • Giselle lüks içinde yaşamak için çok çalışıyor.
  • Sport as a leisure activity is a luxury for some people, for some women I should say.
  • Boş zaman aktivitesi olarak spor bazı insanlar için bir lükstür, bazı kadınlar için de öyle.
  • That is by no means a luxury.
  • Bu hiçbir şekilde bir lüks değildir.
Show More (66)
luxury lüks şey n.
  • It was a proper decision to cut down on a few luxuries.
  • Birkaç lüks şeyden kısmak doğru bir karardı.
  • Advertisements urge us to buy luxuries.
  • Reklamlar bizi lüks şeyler almaya teşvik ediyor.
Show More (-1)