1 |
make a wish |
bir dilek tut |
expr. |
|
- I made a wish.
- Bir dilek tuttum.
- Make a wish and blow out the candles.
- Bir dilek tut ve mumları üfle.
- She closed her eyes and made a wish.
- O, gözlerini kapattı ve bir dilek tuttu.
- Make a wish first.
- Önce bir dilek tut.
- Make a wish.
- Bir dilek tut.
- Did you make a wish?
- Bir dilek tuttun mu?
- When you see a shooting star, make a wish.
- Kayan bir yıldız gördüğünde bir dilek tut.
- I'm making a wish for you.
- Senin için bir dilek tutuyorum.
- When you see a shooting star, make a wish.
- Kayan bir yıldız gördüğünüzde, bir dilek tutun.
- Tom made a wish.
- Tom bir dilek tuttu.
- Tom closed his eyes and made a wish.
- Tom gözlerini kapadı ve bir dilek tuttu.
- Make a wish on a starry night.
- Yıldızlı bir gecede bir dilek tut.
- Blow out the candles and make a wish!
- Mumları üfle ve bir dilek tut.
- Make a wish on a starry night.
- Yıldızlı gecede bir dilek tut.
- Blow out the candles and make a wish!
- Mumları üfle ve bir dilek tut!
Show More (12)
|
2 |
make a wish |
dilek dilemek |
v. |
|
- She closed her eyes and made a wish.
- O da gözlerini kapadı ve bir dilek diledi.
- It's an American tradition to make a wish on your birthday.
- Doğum gününde dilek dilemek bir Amerikan geleneğidir.
- Tom closed his eyes and made a wish.
- Tom gözlerini kapattı ve bir dilek diledi.
Show More (0)
|
3 |
make a wish |
dilekte bulunmak |
v. |
|
- Make a wish first.
- Önce bir dilekte bulun.
Show More (-2)
|
4 |
make a wish |
dilek tutmak |
v. |
|
- It's an American tradition to make a wish on your birthday.
- Doğum gününde dilek tutmak bir Amerikan geleneğidir.
Show More (-2)
|