| 1 |
manufacture |
üretmek |
v. |
|
- These watches are manufactured in Switzerland.
- Bu saatler İsviçre'de üretiliyor.
- The thyroid manufactures hormones associated with calorie burning.
- Tiroid bezi, kalori yakımı ile ilişkili hormonları üretmektedir.
- We manufacture products, but what do we do with a product when its life cycle comes to an end?
- Ürünleri üretiyoruz, ancak yaşam döngüsü sona erdiğinde bir ürünle ne yapıyoruz?
- Manufacturers say that if this amendment goes through, they will no longer be able to manufacture these goods.
- Üreticiler, bu değişikliğin geçmesi halinde artık bu malları üretemeyeceklerini söylüyorlar.
- We work fast and determinedly in order to manufacture the best products.
- En iyi ürünleri üretmek için hız ve azimle çalışıyoruz.
- We work fast and determinedly in order to manufacture the best products.
- En iyi ürünleri üretmek için hızlı ve kararlı bir şekilde çalışıyoruz.
- The factory manufactures toys.
- Fabrika oyuncak üretiyor.
- Those old people manufacture men's clothes.
- Bu yaşlı insanlar, erkek kıyafetleri üretiyor.
- That factory manufactures toys.
- O fabrika oyuncak üretiyor.
- This factory manufactures CD players.
- Bu fabrika CD çalar üretiyor.
- That factory manufactures toys.
- O fabrika oyuncaklar üretir.
- The company manufactures a variety of paper goods.
- Şirket çeşitli kağıt ürünleri üretiyor.
- Robots are used to manufacture cars.
- Robotlar araba üretmek için kullanılır.
- This factory manufactures electric stoves.
- Bu fabrika elektrikli soba üretiyor.
- The company manufactures electrical goods.
- Şirket elektrikli eşya üretiyor.
- They built a large plant to manufacture automobiles.
- Otomobil üretmek için büyük bir fabrika kurdular.
- This company manufactures computer chips.
- Bu şirket bilgisayar çipleri üretiyor.
- This company manufactures computer chips.
- Bu şirket bilgisayar çipleri üretmektedir.
- He manufactures toys in China.
- Çin'de oyuncak üretiyor.
- Robots are used to manufacture cars.
- Robotlar araba üretmek için kullanılıyor.
- This factory manufactures automobile parts.
- Bu fabrika, otomobil parçaları üretiyor.
- He manufactures toys in China.
- O, Çin'de oyuncak üretiyor.
- This factory manufactures automobile parts.
- Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
- The company manufactures electrical goods.
- Şirket elektrikli ürünler üretiyor.
- Robots are used to manufacture cars.
- Robotlar araba üretmek içindir.
- The company manufactures a variety of paper goods.
- Şirket, çeşitli kağıt ürünleri üretmektedir.
Show More (23)
|
| 2 |
manufacture |
üretim |
n. |
|
- The Commission also wants to prohibit the imposition of criteria relating to the manufacture of a product.
- Komisyon ayrıca bir ürünün üretimine ilişkin kriterlerin uygulanmasını da yasaklamak istiyor.
- Nokia, for example, already employs more than 4 000 staff in the manufacture of mobile phones.
- Örneğin Nokia, cep telefonu üretiminde halihazırda 4 000'den fazla personel istihdam etmektedir.
- It would be preferable to dedicate the productive capacity of society to the manufacture of goods other than arms.
- Toplumun üretken kapasitesinin silah dışındaki malların üretimine tahsis edilmesi tercih edilir.
- I now turn to the manufacture, distribution and the private possession of racist and xenophobic material.
- Şimdi ırkçı ve yabancı düşmanı materyallerin üretimi, dağıtımı ve özel olarak bulundurulması konusuna dönüyorum.
- Europe is a world leader in the manufacture of synthetic drugs.
- Avrupa sentetik uyuşturucu üretiminde dünya lideridir.
- This would result in light bulbs becoming very fragile, which would be a problem, particularly during manufacture.
- Bu durum ampullerin çok kırılgan hale gelmesine yol açacaktır ki bu da özellikle üretim sırasında sorun yaratacaktır.
- This does not apply to the legal trade in these substances, specifically the manufacture of medicines.
- Bu, bu maddelerin yasal ticareti, özellikle de ilaç üretimi için geçerli değildir.
- These will apply also to the manufacture of food supplements.
- Bunlar gıda takviyelerinin üretimi için de geçerli olacaktır.
- It would be preferable to dedicate the productive capacity of society to the manufacture of goods other than arms.
- Toplumun üretken kapasitesinin silah dışındaki malların üretimine ayrılması tercih edilirdi.
- Robots are used to manufacture cars.
- Robotlar araba üretiminde kullanılıyor.
- That factory is for the manufacture of computers.
- O fabrika, bilgisayar üretimi içindir.
- That factory is for the manufacture of computers.
- Bu fabrika bilgisayar üretimi için.
Show More (9)
|
| 3 |
manufacture |
imalat |
n. |
|
- The company started the large-scale manufacture of candles.
- Şirket büyük ölçekli mum imalatına başladı.
Show More (-2)
|
| 4 |
manufacture |
uydurmak (bahane) |
v. |
|
- We suspect the website manufactured the story just for clicks.
- Web sitesinin bu haberi sırf tık almak için uydurduğundan şüpheleniyoruz.
Show More (-2)
|
| 5 |
manufacture |
imal etmek |
v. |
|
- This factory manufactures CD players.
- Bu fabrika CD çalarlar imal etmektedir.
Show More (-2)
|
