1 |
miss out on |
(bir etkinliği vb) kaçırmak (katılamamak) |
v. |
|
- Europe cannot afford to miss out on the benefits biotechnology will bring.
- Avrupa biyoteknolojinin getireceği faydaları kaçırmayı göze alamaz.
- Europe cannot afford to miss out on the benefits biotechnology will bring.
- Avrupa, biyoteknolojinin getireceği faydaları kaçırmayı göze alamaz.
- As a result, consumers miss out on access to the required level of information and on cooling-off periods.
- Sonuç olarak, tüketiciler gerekli düzeyde bilgiye erişimi ve bekleme sürelerini kaçırmaktadır.
- Will I miss out on anything if I don't read this book?
- Bu kitabı okumazsam bir şey kaçıracak mıyım?
Show More (1)
|
2 |
miss out on |
fırsat kaçırmak |
v. |
|
- If we simply close our eyes and continue, we shall be shipwrecked and miss out on a great historic opportunity.
- Eğer sadece gözlerimizi kapatıp devam edersek gemimiz batacak ve büyük bir tarihi fırsatı kaçıracağız.
- Don't miss out on this opportunity.
- Bu fırsatı kaçırmayın.
Show More (-1)
|