morbid - English Turkish Sentences
English Turkish
morbid hastalıklı adj.
  • They told Carter that a morbid gene was responsible for his rare condition.
  • Carter'a nadir görülen durumunun hastalıklı bir genden kaynaklandığını söylediler.
  • Reading this report, one is given the morbid impression that any pregnancy is necessarily a crisis.
  • Bu rapor okunduğunda her hamileliğin mutlaka bir kriz olduğu gibi hastalıklı bir izlenim edinilmektedir.
  • He has a morbid fondness for murder mysteries.
  • Cinayet gizemlerine karşı hastalıklı bir düşkünlüğü var.
Show More (0)
morbid marazi (düşünce/merak) adj.
  • His morbid curiosities scared his friends.
  • Marazi merakları, arkadaşlarını korkuttu.
Show More (-2)