|
- Our cells and tissues are not for sale.
- Hücre ve dokularımız satılık değildir.
- This book is not for sale.
- Bu kitap satılık değildir.
- Santa Claus is not for sale.
- Noel Baba satılık değil.
- These pieces of furniture are not for sale.
- Bu mobilya parçaları satılık değildir.
- This dog is not for sale.
- Bu köpek satılık değil.
- This cat is not for sale.
- Bu kedi satılık değil.
- I'm not for sale.
- Satılık değilim.
- The shirt is not for sale.
- Gömlek satılık değil.
- Greenland is not for sale.
- Grönland satılık değil.
- These articles are not for sale.
- Bu eşyalar satılık değil.
- These pieces of furniture are not for sale.
- Bu mobilyalar satılık değil.
- I'm not for sale.
- Ben satılık değilim.
- This car is not for sale.
- Bu araba satılık değil.
- This dog is not for sale.
- Bu köpek satılık değildir.
- I wanted to buy the huge stuffed bear at Ken's store, but it was not for sale.
- Ken'in dükkanındaki kocaman içi doldurulmuş ayıyı almak istedim ama satılık değildi.
- This book is not for sale.
- Bu kitap satılık değil.
- I'm sorry, this painting is not for sale.
- Üzgünüm, bu tablo satılık değil.
- Santa Claus is not for sale.
- Santa Claus satılık değil.
- This cat is not for sale.
- Bu kedi satılık değildir.
- First of all, I'm not for sale.
- Her şeyden önce ben satılık değilim.
- I wanted to buy the huge stuffed bear at Ken's store, but it was not for sale.
- Ken'in dükkânındaki kocaman pelüş ayıyı almak istedim ama satılık değildi.
- It's not for sale.
- Satılık değil.
- First of all, I'm not for sale.
- Öncelikle, ben satılık değilim.
- This house is not for sale.
- Bu ev satılık değil.
- These articles are not for sale.
- Bu eşyalar satılık değildir.
- It's not for sale.
- O satılık değil.
Show More (23)
|
