|
- Someone has to tell Tom he should go on a diet.
- Biri Tom'a diyete gitmesi gerektiğini söylemek zorunda.
- You need to go on a diet.
- Senin diyete girmen gerekiyor.
- She tried to go on a diet and lose five kilograms.
- Diyet yapmaya ve beş kilo vermeye çalıştı.
- He's on a diet because he is a little overweight.
- Biraz fazla kilolu olduğu için diyet yapıyor.
- Aren't you still on a diet?
- Hâlâ diyette değil misin?
- She is on a diet.
- O bir diyette.
- Are you still on a diet?
- Hala bir diyette misin?
- We should all go on a diet together.
- Hep beraber diyet yapmalıyız.
- Aren't you on a diet?
- Diyet yapmıyor musun?
- Tom has to go on a diet.
- Tom diyet yapmak zorunda.
- She is on a diet for fear that she will put on weight.
- Kilo alacağından korktuğu için diyet yapıyor.
- I think Tom should go on a diet.
- Bence Tom diyet yapmalı.
- You're the one who needs to go on a diet, not me.
- Diyete girmesi gereken kişi sensin, ben değil.
- Tom has been on a diet for three months.
- Tom üç aydır diyette.
- After the holidays, I'll probably need to go on a diet again.
- Tatilden sonra, muhtemelen yine bir diyete gitmem gerekecek.
- My sister was on a diet for a week, but gave up.
- Kız kardeşim bir haftadır diyetteydi ama vazgeçti.
- I have to go on a diet to lose weight.
- Kilo vermek için diyet yapmak zorundayım.
- You might want to try going on a diet.
- Diyet yapmayı deneyebilirsin.
- I have been on a diet for more than a year.
- Bir yıldan daha fazla bir süredir diyetteyim.
- She's on a diet.
- Diyet yapıyor.
- She must go on a diet because she is too fat.
- Diyet yapmalı çünkü çok şişman.
- I think Tom should go on a diet.
- Tom'un diyete girmesi gerektiğini düşünüyorum.
- I think it's time for me to consider going on a diet.
- Sanırım diyet yapmayı düşünmemin zamanı geldi.
- He has been on a diet for two months.
- İki aydır diyet yapıyor.
- Tom told me that he thought I should go on a diet.
- Tom, diyet yapmam gerektiğini düşündüğünü söyledi.
- He is on a diet.
- Diyet yapıyor.
- Is Tom still on a diet?
- Tom hâlâ diyet yapıyor mu?
- Why is Tom on a diet?
- Tom neden bir diyette?
- Tom has been on a diet for three months.
- Tom üç aydır diyet yapıyor.
- We're going to eat a lot tonight so I hope you're not on a diet.
- Bu gece çok yiyeceğiz, umarım diyet yapmıyorsundur.
- He has been on a diet for two months.
- İki aydır diyette.
- You'll need to go on a diet.
- Diyete girmen gerekecek.
- The doctor instructed me to go on a diet.
- Doktor, bana diyet yapmamı söyledi.
- She is on a diet.
- Diyet yapıyor.
- I wish I had the will power to stay on a diet.
- Keşke diyete devam edecek iradem olsaydı.
- She must go on a diet because she is too fat.
- Çok şişman olduğu için bir diyete girmeli.
- You must go on a diet because you are too fat.
- Diyete girmelisin çünkü çok kilolusun.
- Tom is on a diet because he's a little overweight.
- Tom diyet yapıyor çünkü biraz fazla kilolu.
- Have you ever encouraged your children to go on a diet?
- Hiç çocuklarınızı diyet yapmaları için teşvik ettiniz mi?
- I have to go on a diet.
- Diyet yapmalıyım.
- Sally has been on a diet since last month.
- Sally, geçen aydan beri diyettedir.
- She's lost a lot of weight since she went on a diet.
- Diyete başladığından beri çok kilo verdi.
- Why don't you go on a diet?
- Sen neden diyet yapmıyorsun?
- I think all fat people should go on a diet.
- Bütün şişman insanların diyet yapması gerektiğini düşünüyorum.
- My mother is on a diet.
- Annem diyette.
- My sister was on a diet for a week, but gave up.
- Kız kardeşim bir hafta boyunca diyet yaptı ama sonra vazgeçti.
- I've been on a diet for more than a year.
- Bir yıldan daha fazla bir süredir diyetteyim.
- Why is Tom on a diet?
- Tom neden diyet yapıyor?
- She's on a diet.
- O diyet yapıyor.
- Sally has been on a diet since last month.
- Sally, geçen aydan beri diyet yapıyor.
- Are you still on a diet?
- Hâlâ diyette misin?
- Aren't you still on a diet?
- Hâlâ diyet yapmıyor musunuz?
- I'm on a diet.
- Diyet yapıyorum.
- You should go on a diet.
- Diyet yapmalısın.
- I'm on a diet.
- Ben diyetteyim.
- I’m on a diet at the moment.
- Şu an diyetteyim.
- I need to go on a diet.
- Diyet yapmalıyım.
- At midnight, the vampire forgot he was on a diet.
- Gece yarısında, vampir diyette olduğunu unuttu.
- Don't forget that, if you are on a diet, skipping breakfast will not help you.
- Unutmayın ki, diyet yapıyorsanız, kahvaltıyı atlamak size yardımcı olmaz.
- You'll need to go on a diet.
- Diyet yapman gerekecek.
- Is Tom still on a diet?
- Tom hala diyette mi?
- I need to go on a diet.
- Diyete başlamalıyım.
- We should all go on a diet together.
- Hep birlikte bir diyete gitmeliyiz.
- I have to lose weight, so I'm going on a diet.
- Kilo vermek zorundayım, bu yüzden diyet yapıyorum.
- I have to lose weight, so I'm on a diet.
- Kilo vermek zorundayım, bu yüzden diyet yapıyorum.
- Someone has to tell Tom he should go on a diet.
- Birisi Tom'a diyet yapması gerektiğini söylemeli.
- Is Tom on a diet?
- Tom diyette mi?
- I have to lose weight, so I'm going on a diet.
- Kilo vermem lazım, bu yüzden diyet yapacağım.
- I’m on a diet at the moment.
- Şu anda diyetteyim.
- Between ourselves, the fat ugly witch is on a diet.
- Aramızda kalsın, şişman çirkin cadı diyet yapıyor.
- Don't forget that, if you are on a diet, skipping breakfast will not help you.
- Eğer bir diyetteysen, kahvaltıyı atlamanın sana yarar sağlamayacağını unutma.
- I’m on a diet right now.
- Şu an diyetteyim.
- He is on a diet.
- O bir diyette.
- Are you on a diet?
- Diyette misiniz?
- Between ourselves, the fat ugly witch is on a diet.
- Aramızda kalsın, şişko çirkin cadı diyette.
- I think I have to go back on a diet after Christmas.
- Sanırım Noel'den sonra diyete geri dönmem gerekecek.
- I've been on a diet for three weeks.
- Üç haftadır diyetteyim.
- Why don't you go on a diet?
- Neden diyete girmiyorsun?
- I've been on a diet for more than a year.
- Bir yıldan fazladır diyet yapıyorum.
- You might want to try going on a diet.
- Bir diyet yapmayı denemek isteyebilirsin.
- I think it's time for me to consider going on a diet.
- Sanırım bir diyet yapmayı düşünmemin zamanıdır.
- We're going to eat a lot tonight so I hope you're not on a diet.
- Bu gece çok yiyeceğiz, umarım diyette değilsindir.
- He's on a diet because he is a little overweight.
- Biraz şişman olduğu için diyette.
- I'm going on a diet.
- Diyet yapacağım.
- Tom is on a diet.
- Tom diyette.
- Tom is going on a diet.
- Tom diyet yapıyor.
- You need to go on a diet.
- Diyet yapmalısın.
- Tom decided to go on a diet and lose some weight.
- Tom diyet yapmaya ve biraz zayıflamaya karar verdi.
- I think you'd better go on a diet.
- Sanırım, diyet yapsan iyi olur.
- My mother is on a diet.
- Annem diyet yapıyor.
- I think I have to go back on a diet after Christmas.
- Sanırım ben Noel'den sonra diyete geri dönmek zorundayım.
- I've decided to go on a diet.
- Diyet yapmaya karar verdim.
- She's lost a lot of weight since she went on a diet.
- O diyete başladığından beri çok zayıfladı.
- I’m on a diet right now.
- Şu anda diyetteyim.
- Tom was on a diet, so all he ate for dessert was one strawberry.
- Tom diyetteydi, bu yüzden tatlı olarak sadece bir çilek yedi.
- Tom decided to go on a diet and lose some weight.
- Tom diyet yapmaya ve biraz kilo vermeye karar verdi.
- Aren't you on a diet?
- Bir diyette değil misin?
- You're the one who needs to go on a diet, not me.
- Diyet yapması gereken kişi sensin, ben değil.
- I've been on a diet for three weeks.
- Üç haftadır diyet yapıyorum.
- The woman promised to go on a diet, to stop smoking, and to do physical exercises.
- Kadın diyet yapacağına, sigarayı bırakacağına ve fiziksel egzersizler yapacağına söz verdi.
- She is on a diet for fear that she will put on weight.
- Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor.
- Are you on a diet?
- Diyet mi yapıyorsun?
- I've decided to go on a diet.
- Diyete başlamaya karar verdim.
- Between you and me, the fat ugly man is on a diet.
- Aramızda kalsın, şişman çirkin adam diyette.
- After the holidays, I'll probably need to go on a diet again.
- Tatilden sonra muhtemelen tekrar diyet yapmam gerekecek.
- I have to go on a diet to lose weight.
- Kilo kaybetmek için diyete başlamak zorundayım.
- Tom was on a diet, so all he ate for dessert was one strawberry.
- Tom diyetteydi, bu yüzden tatlı için yediği tek şey bir çilekti.
- I have been on a diet for more than a year.
- Bir yıldan uzun süredir diyet yapıyorum.
- I have to lose weight, so I'm on a diet.
- Zayıflamak zorundayım, bu yüzden diyetteyim.
- Tom told me that Mary was on a diet.
- Tom bana Mary'nin diyette olduğunu söyledi.
- You'll need to go on a diet.
- Diyete başlaman gerekecek.
- The doctor advised me that I should go on a diet.
- Doktor, bana diyet yapmamı tavsiye etti.
Show More (109)
|