|
- At the same time, other countries that form a majority, pay up – France and Germany, for example.
- Aynı zamanda, çoğunluğu oluşturan diğer ülkeler de -örneğin Fransa ve Almanya- ödeme yapıyor.
- The other countries are therefore doing somewhat worse.
- Bu nedenle diğer ülkeler biraz daha kötü durumda.
- Nor can we take any from other countries in Europe.
- Avrupa'daki diğer ülkelerden de alamıyoruz.
- That would make it so much more difficult for other countries in the League of Death.
- Bu, Ölüm Ligi'ndeki diğer ülkelerin işini çok daha zorlaştıracaktır.
- I think this is a problem for other countries in a similar way.
- Bunun benzer şekilde diğer ülkeler için de bir sorun olduğunu düşünüyorum.
- I do not know if it has appeared in the press in other countries in Europe.
- Avrupa'nın diğer ülkelerinde basında yer alıp almadığını bilmiyorum.
- To improve security of supply we also have to conclude agreements with other countries.
- Arz güvenliğini arttırmak için diğer ülkelerle de anlaşmalar yapmak zorundayız.
- Other countries have had similar experiences.
- Diğer ülkeler de benzer deneyimler yaşamıştır.
- The Committee has introduced an addendum concerning Estonia, among other countries.
- Komite, diğer ülkelerin yanı sıra Estonya ile ilgili bir ek madde getirmiştir.
- Similar efforts are in progress in other countries.
- Benzer faaliyetler diğer ülkelerde de devam etmektedir.
- Proceedings for other countries will be affected.
- Diğer ülkelerin yargılamaları etkilenecektir.
- The imports of food, of meat from other countries, have already been mentioned.
- Diğer ülkelerden gıda ve et ithalatından daha önce bahsedilmişti.
- These are phenomena which are certainly present, but to a much lesser degree than in other countries.
- Bunlar kesinlikle mevcut olan olgulardır, ancak diğer ülkelere göre çok daha düşük bir derecededir.
- The discussion in which we are engaged has, however, moved on to include Turkey and other countries.
- Ancak içinde bulunduğumuz tartışma Türkiye ve diğer ülkeleri de kapsayacak şekilde ilerlemiştir.
- It has a clear agenda and is willing to consider novel solutions drawing on sound experience from other countries.
- Net bir gündemi vardır ve diğer ülkelerin sağlam deneyimlerinden yararlanarak yeni çözümleri değerlendirmeye isteklidir.
- The Commission hopes that other countries in the region will join this initiative.
- Komisyon, bölgedeki diğer ülkelerin de bu girişime katılacağını ümit etmektedir.
- Similar efforts are in progress in other countries.
- Diğer ülkelerde de benzer çabalar devam etmektedir.
- Yet this amount cannot be cut back because it is still too low to attract tenders from other countries.
- Yine de bu miktar azaltılamaz çünkü hala diğer ülkelerden teklifleri çekmek için çok düşüktür.
- Is that what other countries can expect from a Council?
- Diğer ülkeler Konsey'den bunu mu bekleyebilir?
- However, the other countries will still need a long period of internal development.
- Bununla birlikte, diğer ülkelerin hala uzun bir iç gelişim dönemine ihtiyacı olacaktır.
- Other countries, such as Austria and Greece, give no information whatsoever about the licences issued.
- Avusturya ve Yunanistan gibi diğer ülkeler, verilen lisanslar hakkında hiçbir bilgi vermemektedir.
- If Finland can use that argument, however, why not other countries too?
- Finlandiya bu argümanı kullanabiliyorsa neden diğer ülkeler de kullanamasın?
- Rather, we also need to hold discussions with other countries in the world that have special rules.
- Bunun yerine, dünyada özel kurallara sahip diğer ülkelerle de görüşmeler yapmamız gerekiyor.
- The scenes in Dublin were more reminiscent of other countries, where there are greater extremes of climate.
- Dublin'deki sahneler daha çok iklimin daha uç noktalarda yaşandığı diğer ülkeleri andırıyordu.
- Was Clinton's policy on the Middle East, on Iraq and other countries, the same as Bush's policy?
- Clinton'un Orta Doğu, Irak ve diğer ülkelerle ilgili politikası Bush'un politikasıyla aynı mıydı?
- Other countries too in old and new Europe are, however, guilty of plundering the natural resources of Africa.
- Ancak eski ve yeni Avrupa'daki diğer ülkeler de Afrika'nın doğal kaynaklarını yağmalamaktan suçludur.
- Other countries in the region intend to follow Croatia's example shortly.
- Bölgedeki diğer ülkeler de kısa süre içinde Hırvatistan örneğini takip etmeyi planlıyor.
- We must find out why countries like Sweden and Finland can do that whilst other countries cannot.
- İsveç ve Finlandiya gibi ülkeler bunu yapabilirken diğer ülkelerin neden yapamadığını bulmalıyız.
- Sometimes within the Community we do not actually have an awareness of what is happening in other countries.
- Bazen Topluluk içinde diğer ülkelerde neler olup bittiğine dair bir farkındalığa sahip değiliz.
- Prevention for immigration was also what was said, financing for other countries.
- Göçün önlenmesi, diğer ülkeler için finansman sağlanması da söylenenler arasındaydı.
- In other countries, these communist classes did not understand and were swept aside.
- Diğer ülkelerde bu komünist sınıflar anlamadı ve bir kenara itildi.
- One has to take account of all the borders of other countries.
- Diğer ülkelerin sınırlarını da göz önünde bulundurmak gerekir.
- In other countries, the civil protection service is more centralised.
- Diğer ülkelerde, sivil koruma hizmeti daha merkezidir.
- However, if Finland can use that argument, why not other countries?
- Ancak Finlandiya bu argümanı kullanabiliyorsa, diğer ülkeler neden kullanamasın?
- Nonetheless, we must not ignore the interests of other countries.
- Bununla birlikte diğer ülkelerin çıkarlarını da göz ardı etmemeliyiz.
- Only then will we have credibility in the eyes of other countries.
- Ancak o zaman diğer ülkelerin gözünde güvenilirliğimiz olacaktır.
- This is all well and good for other countries, but the United States does not feel like adhering to these.
- Bu diğer ülkeler için iyi ve güzel, ancak Amerika Birleşik Devletleri bunlara bağlı kalmak istemiyor.
- As we have seen in other countries such as Zimbabwe, quiet diplomacy does not work.
- Zimbabve gibi diğer ülkelerde de gördüğümüz üzere, sessiz diplomasi işe yaramıyor.
- We believe that this should be the path to follow in negotiations with the United States and with other countries.
- Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkelerle müzakerelerde izlenecek yolun bu olması gerektiğine inanıyoruz.
- What is the impact of major rivers discharging into other countries?
- Diğer ülkelere deşarj olan büyük nehirlerin etkisi nedir?
- The Commission hopes that other countries in the region will join this initiative.
- Komisyon, bölgedeki diğer ülkelerin de bu girişime katılacağını ummaktadır.
- It may be that horsemeat is accepted in other countries.
- At eti diğer ülkelerde kabul görüyor olabilir.
- They are going to demand them from other countries.
- Bunları diğer ülkelerden talep edecekler.
- It is therefore not sufficient to merely reproduce the legislation in force in other countries.
- Dolayısıyla sadece diğer ülkelerde yürürlükte olan mevzuatı tekrarlamak yeterli değildir.
- Of course, this invitation may not only extend to Korea itself but also to other countries, principally in that region.
- Elbette bu davet sadece Kore'yi değil, başta o bölgedeki ülkeler olmak üzere diğer ülkeleri de kapsayabilir.
- We urge other countries to consider the same measures as well.
- Diğer ülkeleri de aynı önlemleri almaya çağırıyoruz.
- Rather, we also need to hold discussions with other countries in the world that have special rules.
- Bunun yerine dünyada özel kurallara sahip diğer ülkelerle de görüşmeler yapmamız gerekiyor.
- We are going to have to deal with this as other countries have done.
- Bununla diğer ülkelerin yaptığı gibi başa çıkmamız gerekecek.
- In other countries, the situation was similarly disappointing.
- Diğer ülkelerde de durum benzer şekilde hayal kırıklığı yaratmıştır.
- The imports of food, of meat from other countries, have already been mentioned.
- Diğer ülkelerden yapılan gıda ve et ithalatından daha önce bahsedilmişti.
- At no stage has Finland exported anti-personnel mines to other countries.
- Finlandiya hiçbir aşamada diğer ülkelere anti-personel mayın ihraç etmemiştir.
- This derogation is very important to Sweden and also to other countries.
- Bu istisna İsveç için olduğu kadar diğer ülkeler için de çok önemlidir.
- Does the Netherlands, thanks to our policy, now have fewer drug addicts than other countries?
- Politikamız sayesinde Hollanda'da diğer ülkelere kıyasla daha mı az uyuşturucu bağımlısı var?
- No new barriers must be put up in Europe that would be a hindrance to relations and cooperation with other countries.
- Avrupa'da diğer ülkelerle ilişkilere ve işbirliğine engel olacak yeni bariyerler konulmamalıdır.
- It does not cover other countries.
- Diğer ülkeleri kapsamamaktadır.
- Such important signals are easily understood throughout Asia as well as in other countries.
- Bu tür önemli sinyaller Asya'nın yanı sıra diğer ülkelerde de kolayca anlaşılmaktadır.
- At the worst level we find bodies in lorries at Dover, on the beaches of Spain and other countries.
- En kötü seviyede Dover'da, İspanya ve diğer ülkelerin sahillerinde kamyonlarda cesetler buluyoruz.
- We can assume that sooner or later, other countries will join as well.
- Er ya da geç diğer ülkelerin de buna katılacağını varsayabiliriz.
- The other countries affected have a lower rate of prevalence and also appear to be in control of the situation.
- Etkilenen diğer ülkelerde yaygınlık oranı daha düşük ve durum kontrol altında görünüyor.
- We know quite precisely, both in Poland and the other countries.
- Hem Polonya'da hem de diğer ülkelerde bunu gayet iyi biliyoruz.
- Its use in comparison with other countries is still too limited.
- Diğer ülkelerle karşılaştırıldığında kullanımı hala çok sınırlıdır.
- Other countries which have been responsible for genocides have been better able to accept their responsibilities.
- Soykırımlardan sorumlu olan diğer ülkeler sorumluluklarını daha iyi kabul edebilmişlerdir.
- Are these test marks recognised as such in other countries?
- Bu test işaretleri diğer ülkelerde bu şekilde tanınıyor mu?
- Nor do I think that people in other countries have any.
- Diğer ülkelerdeki insanların da öyle olduğunu sanmıyorum.
- The Environment Council also called upon other countries to engage in a dialogue on this question last week.
- Çevre Konseyi de geçen hafta diğer ülkeleri bu konuda diyalog kurmaya çağırdı.
- We know quite precisely, both in Poland and the other countries.
- Hem Polonya hem de diğer ülkelerdeki durumu gayet iyi biliyoruz.
- Other countries, however, such as France, have similar practices.
- Ancak Fransa gibi diğer ülkeler de benzer uygulamalara sahiptir.
- This is why we must focus our political efforts not only on Zimbabwe, but also on the other countries in that region.
- Bu nedenle siyasi çabalarımızı sadece Zimbabve'ye değil, aynı zamanda bu bölgedeki diğer ülkelere de odaklamalıyız.
- This summer's events – with such huge forest fires in Portugal and other countries – demonstrate that.
- Bu yaz Portekiz'de ve diğer ülkelerde meydana gelen büyük orman yangınları da bunu göstermektedir.
- That is presumptuous and offends the customs and practices of other countries.
- Bu küstahlıktır ve diğer ülkelerin gelenek ve uygulamalarını rencide eder.
- People buying cars in other countries will also gain confidence from this measure.
- Diğer ülkelerde otomobil satın alan kişiler de bu önlemden güven kazanacaktır.
- But unfortunately other countries are not in such an advanced situation and we therefore propose a limit date.
- Ancak ne yazık ki diğer ülkeler bu kadar ileri bir durumda değil ve bu nedenle bir sınır tarihi öneriyoruz.
- Prevention for immigration was also what was said, financing for other countries.
- Göçün önlenmesi, diğer ülkeler için finansman sağlanması da dile getirilenler arasındaydı.
- One cannot pursue a protectionist course simply because other countries are doing so.
- Bir ülke, sırf diğer ülkeler böyle yapıyor diye korumacı bir yol izleyemez.
- We urge other countries to consider the same measures as well.
- Diğer ülkeleri de aynı tedbirleri almaya davet ediyoruz.
- The ability, in the future too, to be able to refuse other countries' nuclear waste has been one of the disputed points.
- Gelecekte de diğer ülkelerin nükleer atıklarını reddedebilme yeteneği tartışmalı noktalardan biri olmuştur.
- We stated that such action would result in an even greater crisis involving other countries in the region.
- Bu tür bir eylemin bölgedeki diğer ülkeleri de içine alan daha büyük bir krize yol açacağını belirttik.
- No new barriers must be put up in Europe that would be a hindrance to relations and cooperation with other countries.
- Avrupa'da diğer ülkelerle ilişkilere ve işbirliğine sekte vuracak yeni engeller konulmamalıdır.
- In the other countries the civil protection service is more centralised.
- Diğer ülkelerde sivil koruma hizmeti daha merkezidir.
- Unlike other countries, the Netherlands is now excluded from European support for modernisation and renewal.
- Diğer ülkelerden farklı olarak Hollanda, modernizasyon ve yenileme için Avrupa desteğinin dışında bırakılmıştır.
- Obviously, once we enlarge, the other side will ask for other countries in Asia to be allowed to join.
- Açıkçası, bir kez genişlediğimizde, diğer taraf Asya'daki diğer ülkelerin de katılmasına izin verilmesini isteyecektir.
- He is a bloodthirsty dictator who is weak and who is now incapable of attacking other countries.
- Zayıf ve artık diğer ülkelere saldırmaktan aciz, kana susamış bir diktatördür.
- In other countries, such as the United States, sport and university studies are entirely compatible.
- Amerika Birleşik Devletleri gibi diğer ülkelerde spor ve üniversite eğitimi tamamen uyumludur.
- These advantages become all the more convincing if we succeed in involving other countries in the project.
- Diğer ülkeleri de projeye dahil etmeyi başarırsak bu avantajlar daha da ikna edici hale gelecektir.
- Other countries too have ruled that it is illegal.
- Diğer ülkeler de bunun yasa dışı olduğuna karar verdi.
- In other countries, there are other issues which must be brought into focus.
- Diğer ülkelerde odaklanılması gereken başka konular da vardır.
- You asked me to give you the figures for the other countries.
- Benden diğer ülkelerle ilgili rakamları vermemi istediniz.
- One has to take account of all the borders of other countries.
- Diğer ülkelerin tüm sınırlarını dikkate almak gerekir.
- Obviously, once we enlarge, the other side will ask for other countries in Asia to be allowed to join.
- Açıkçası, genişlediğimizde, diğer taraf Asya'daki diğer ülkelerin de katılmasına izin verilmesini isteyecektir.
- We protect our own agricultural community in Europe at the cost of other countries.
- Avrupa'da kendi tarım topluluğumuzu diğer ülkelerin zararına koruyoruz.
- The pressures on the system in Spain and other countries are self-evident.
- İspanya'da ve diğer ülkelerde sistem üzerindeki baskılar ortadadır.
- The Former Yugoslav Republic of Macedonia, like the other countries of the Western Balkans, has a European perspective.
- Makedonya Eski Yugoslav Cumhuriyeti, Batı Balkanlar'daki diğer ülkeler gibi Avrupa perspektifine sahiptir.
- Is there anything we can learn from the efforts of other countries?
- Diğer ülkelerin çabalarından öğrenebileceğimiz bir şey var mı?
- As soon as this round of enlargement is over, we must reconsider our policies to other countries in Europe.
- Bu genişleme turu biter bitmez, Avrupa'daki diğer ülkelere yönelik politikalarımızı yeniden gözden geçirmeliyiz.
- The same holds true for other countries in the euro zone.
- Aynı durum Euro bölgesindeki diğer ülkeler için de geçerlidir.
- It is good that the EU sign trade and development agreements with other countries.
- AB'nin diğer ülkelerle ticaret ve kalkınma anlaşmaları imzalaması iyi bir şeydir.
- The fight against corruption is proving more successful than in other countries in the region.
- Yolsuzlukla mücadele bölgedeki diğer ülkelere kıyasla daha başarılı bir şekilde yürütülmektedir.
- What Ireland is doing is commendable and it might inspire other countries to do something similar.
- İrlanda'nın yaptığı şey övgüye değerdir ve diğer ülkelere de benzer bir şey yapmaları için ilham verebilir.
- What are the corresponding figures for the other countries in the euro zone?
- Euro bölgesindeki diğer ülkeler için karşılık gelen rakamlar nelerdir?
- Other countries are doing that.
- Diğer ülkeler de bunu yapıyor.
Show More (97)
|
