| 1 |
pantomime |
pandomim |
n. |
|
- The children laughed and clapped during the Christmas pantomime.
- Çocuklar Noel pandomimi sırasında güldüler ve alkışladılar.
- The pantomime is crowded with merry hearts.
- Pandomim neşeli kalplerle dolup taşıyor.
- The pantomime is crowded with merry hearts.
- Pandomim neşeli kalpler ile doludur.
Show More (0)
|
| 2 |
pantomime |
sessiz performans |
n. |
|
- The actor performed a hilarious scene using only pantomime.
- Aktör sadece sessiz performans ile komik bir gösteri sergiledi.
Show More (-2)
|
| 3 |
pantomime |
absürt durum |
n. |
|
- His exaggerated gestures and silly behaviour were a pantomime.
- Adamın abartılı hareketleri ve aptalca davranışları absürt bir durumdu.
Show More (-2)
|
