1 |
pickle |
turşu |
n. |
|
- I don't eat dill pickles.
- Ben dereotu turşusu yemem.
- I don't eat dill pickles.
- Kornişon turşusu yemiyorum.
- Tom likes to eat pickles while he watches sports on TV.
- Tom televizyonda spor izlerken turşu yemekten hoşlanıyor.
- Where are the pickles?
- Turşu nerede?
- I love pickles.
- Turşuya bayılırım.
- We're out of pickles.
- Turşumuz bitti.
- I don't eat dill pickles.
- Dereotu turşusu yemem.
- I love pickles.
- Turşuları severim.
- I don't eat dill pickles.
- Ben dereotu turşusu yemiyorum.
- Tom bought three jars of dill pickles.
- Tom üç kavanoz dereotu turşusu aldı.
- Where are the pickles?
- Turşular nerede?
- Tom likes to eat pickles while he watches sports on TV.
- Tom televizyonda spor seyrederken turşu yemeyi severdi.
- Tom bought three jars of dill pickles.
- Tom üç kavanoz kornişon turşusu aldı.
- Tom didn't eat dill pickles.
- Tom dereotu turşusu yemedi.
- Can you buy some more pickles?
- Biraz daha turşu alabilir misin?
- We're out of pickles.
- Turşumuz bitmiş.
Show More (13)
|
2 |
pickle |
zor durum |
n. |
|
- I'm in a pretty pickle.
- Ben oldukça zor durumdayım.
- I'm in a pretty pickle.
- Oldukça zor durumdayım.
Show More (-1)
|
3 |
pickle |
salatalık turşusu |
n. |
|
- Tom bought three jars of dill pickles.
- Tom üç kavanoz salatalık turşusu aldı.
- I don't eat dill pickles.
- Salatalık turşusu yemem.
Show More (-1)
|