Tureng - price tag - English Turkish Sentences

History

	English	Turkish
1	price tag	fiyat etiketi	n.
	The price tag is high. Fiyat etiketi yüksek. The price tag is still on the shirt Tom is wearing. Fiyat etiketi hâlâ Tom'un giydiği gömlekte. Look at the price tag. Fiyat etiketine bakın. You saw the price tag. Fiyat etiketini gördün. Can you please help me put price tags on everything? Lütfen her şeyin üzerine fiyat etiketlerini koymama yardım eder misin? Tom looked at the price tag once again. Tom bir defa daha fiyat etiketine baktı. The price tag is still on the shirt Tom is wearing. Fiyat etiketi hâlâ Tom'un giydiği gömleğin üzerinde. I can't see the price tag. Fiyat etiketini göremiyorum. Could you take off the price tag for me? Fiyat etiketini benim için çıkarabilir misiniz? Can you please help me put price tags on everything? Her şeye fiyat etiketi koymama yardım eder misin? I can't see the price tag. Ben fiyat etiketini göremiyorum. Tom looked at the price tag once again. Tom fiyat etiketine bir kez daha baktı. Could you take off the price tag for me? Benim için fiyat etiketini çıkarır mısınız? Tom looked at the price tag and shook his head. Tom fiyat etiketine baktı ve başını salladı. Tom leaned over to look at the price tag. Tom fiyat etiketine bakmak için eğildi. I looked at the price tag. Fiyat etiketine baktım. Items with a red price tag are on sale. Kırmızı fiyat etiketi olan ürünler indirimde. The product carries a high price tag. Ürün, yüksek bir fiyat etiketi taşıyor. Look at the price tag. Fiyat etiketine bak. Tom looked at the price tag and realized he didn't have enough money. Tom fiyat etiketine baktı ve yeterli parası olmadığını fark etti. Show More (17)
2	price tag	bedel	n.
	Even in Russia, a clean environment has a price tag, despite the pledges of financial support and cooperation. Rusya'da bile, mali destek ve işbirliği vaatlerine rağmen temiz bir çevrenin bir bedeli vardır. Show More (-2)