prosper - English Turkish Sentences
English Turkish
prosper başarılı olmak v.
  • This is the way to create and perpetuate the dramatic situations in which unscrupulous smugglers prosper.
  • Bu, vicdansız kaçakçıların başarılı olduğu dramatik durumları yaratmanın ve sürdürmenin yoludur.
  • Only now is there a chance for them to develop and prosper?
  • Ancak şimdi gelişmeleri ve başarılı olmaları için bir şans var mı?
Show More (-1)
prosper zenginleşmek v.
  • In recent years, some Muslim countries have prospered and attracted the attention of the world.
  • Son yıllarda bazı Müslüman ülkeler zenginleşti ve dünyanın dikkatini çekti.
  • In recent years, some Muslim countries have prospered and attracted the attention of the world.
  • Son yıllarda, bazı Müslüman ülkeler zenginleşmiş ve dünyanın dikkatini çekmişlerdir.
Show More (-1)
prosper kalkınmak v.
  • No one was expecting such a small country to prosper so much.
  • Kimse bu kadar küçük bir ülkenin bu kadar kalkınmasını beklemiyordu.
Show More (-2)
prosper başarmak v.
  • I will prosper.
  • Başaracağım.
Show More (-2)
prosper gelişmek v.
  • My business is prospering.
  • İşlerim gelişiyor.
Show More (-2)
prosper refaha ermek v.
  • I will prosper.
  • Refaha ereceğim.
Show More (-2)