Turkish - English Sentences
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Sentences
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Hide
Details
Clear
History :
History
English
Turkish
1
public servant
kamu görevlisi
n.
The UK takes very seriously all allegations of violence and racism by
public servants.
Birleşik Krallık,
kamu görevlileri
tarafından yapılan tüm şiddet ve ırkçılık iddialarını çok ciddiye almaktadır.
Yes, indeed we are special, we are
public servants.
Evet, gerçekten de biz özeliz, biz
kamu görevlileriyiz.
Tom was a
public servant.
Tom bir
kamu görevlisiydi.
I was a
public servant.
Ben bir
kamu görevlisiydim.
Show More (1)
2
public servant
devlet memuru
n.
Public servants
also obtained the right to establish trade unions but no the right to strike or to bargain collectively.
Devlet memurları
da, sendika kurma hakkını kazandılar, fakat grev veya toplu pazarlık hakkını elde edemediler.
Tom was a
public servant.
Tom bir
devlet memuruydu.
I was a
public servant.
Ben bir
devlet memuruydum.
Show More (0)