1 |
publicly |
alenen |
adv. |
|
- What do we do with people who publicly rejoice in the images of 11 September?
- Alenen 11 Eylül görüntülerinden sevinç duyan insanlara ne yapacağız?
- On the day before the European delegation of negotiators arrived in Teheran, five people were publicly hanged.
- Avrupalı müzakereci heyetinin Tahran'a varmasından bir gün önce beş kişi alenen asıldı.
- What do we do with people who publicly rejoice in the images of 11 September?
- Alenen 11 Eylül görüntülerine sevinen insanlara ne yapacağız?
- Just before killing Yolanda, the paramilitaries publicly executed thirteen peasants in Teima.
- Yolanda'yı öldürmeden hemen önce paramiliterler Teima'da on üç köylüyü alenen infaz etti.
- I want to publicly complain about that.
- Bu konuda alenen şikayet etmek istiyorum.
- He declared himself leader publicly.
- Kendini alenen lider ilan etti.
- Tom publicly insulted me.
- Tom beni alenen aşağıladı.
- I've decided to answer all questions publicly.
- Bütün soruları alenen cevaplamaya karar verdim.
- He publicly insulted me.
- Bana alenen hakaret etti.
- Tom publicly insulted me.
- Tom alenen bana hakaret etti.
- Tom couldn't say anything publicly.
- Tom alenen bir şey söyleyemedi.
Show More (8)
|
2 |
publicly |
herkesin önünde |
adv. |
|
- I wanted to say it publicly.
- Bunu herkesin önünde söylemek istedim.
- He publicly insulted me.
- Bana herkesin önünde hakaret etti.
- He hasn't said anything publicly, but in confidence he told me he's getting married.
- Herkesin önünde bir şey söylemedi ama sır olarak bana evleneceğini söyledi.
Show More (0)
|
3 |
publicly |
açıkça |
adv. |
|
- He declared himself leader publicly.
- O, açık olarak kendini lider ilan etti.
- They are afraid to say it publicly.
- Bunu açıkça söylemekten korkuyorlar.
Show More (-1)
|
4 |
publicly |
halka açık olarak |
adv. |
|
- I've decided to answer all questions publicly.
- Tüm soruları halka açık olarak cevaplamaya karar verdim.
Show More (-2)
|