publish - English Turkish Sentences
English Turkish
publish yayınlamak v.
  • This Code is not published and, in any case, seems less than adequate.
  • Bu Kod yayınlanmamıştır ve her halükarda yeterli olmaktan uzak görünmektedir.
  • Six days later, it published the communication we are debating.
  • Altı gün sonra tartışmakta olduğumuz bildiriyi yayınladı.
  • This Code is not published and, in any case, seems less than adequate.
  • Bu Tüzük yayınlanmamıştır ve her halükarda yeterli olmaktan uzak görünmektedir.
Show More (194)
publish basmak v.
  • My book will be published in the following year.
  • Kitabım gelecek yıl basılacak.
  • This novel will certainly go like hot cakes when it's published.
  • Kesinlikle bu roman basılınca peynir ekmek gibi satılacak.
  • Mary's book was never published.
  • Mary'nin kitabı hiç basılmadı.
Show More (22)
publish yayınlanmış adj.
  • The first of three major studies has been published on the Commission's web site.
  • Üç büyük çalışmadan ilki Komisyon'un web sitesinde yayınlanmıştır.
  • You mentioned the material that has been published.
  • Yayınlanmış olan materyallerden bahsettiniz.
  • This report was in fact published at the end of last year and this is what forms the basis of this evening's debate.
  • Bu rapor aslında geçen yılın sonunda yayınlanmıştır ve bu akşamki tartışmanın temelini de bu rapor oluşturmaktadır.
Show More (10)
publish yayımlamak v.
  • The new article of the professor will be published in next month's issue.
  • Profesörün yeni makalesi gelecek ayki sayıda yayımlanacak.
  • In fact, my advice would be to publish those Minutes even earlier than is now the case.
  • Aslında benim tavsiyem, bu Tutanakların şu anda olduğundan daha da önce yayınlanması olacaktır.
  • It would then only be permitted to publish objective information in a non-commercial context.
  • Bu durumda sadece ticari olmayan bir bağlamda objektif bilgilerin yayınlanmasına izin verilecektir.
Show More (8)
publish çıkarmak v.
  • You are expected to publish at least one album in a year as artists.
  • Sanatçılar olarak bir yıl içinde en az bir albüm çıkarmanız bekleniyor.
  • Her husband plans to publish a new monthly magazine.
  • Kocası yeni bir aylık dergi çıkarmayı planlıyor.
Show More (-1)
publish açıklamak v.
  • The annual inflation was published yesterday.
  • Yıllık enflasyon oranları dün açıklandı.
Show More (-2)
publish bastırmak (kitap/dergi vb) v.
  • He had a book on physics published.
  • Fizikle ilgili bir kitap bastırdı.
Show More (-2)