|
- She gathered her pupils around her.
- Öğrencilerini etrafına topladı.
- Any pupil in difficulties is a young person whose future is compromised.
- Zorluklar yaşayan her öğrenci, geleceği tehlikede olan bir gençtir.
- Finally, our report card would show a pupil who lacks ambition.
- Son olarak, karnemiz hırstan yoksun bir öğrenciyi gösterecektir.
- The pupil was half asleep in class.
- Öğrenci sınıfta yarı uyuyordu.
- The pupil held up his hand to ask a question.
- Öğrenci, bir soru sormak için elini kaldırdı.
- She is a promising pupil.
- O gelecek vaat eden bir öğrenci.
- A teacher must not laugh about a pupil who has made a mistake.
- Bir öğretmen hata yapan bir öğrencisine gülmemelidir.
- The pupil was half asleep in class.
- Öğrenci, sınıfta uyukluyordu.
- The teacher called the pupil to the blackboard.
- Öğretmen öğrenciyi tahtaya çağırdı.
- A teacher should never laugh about a pupil who has made a mistake.
- Bir öğretmen hata yapan bir öğrencisine asla gülmemelidir.
- According to my teacher, I'm a good pupil.
- Öğretmenime göre ben iyi bir öğrenciyim.
- He was a promising pupil.
- Gelecek vaat eden bir öğrenciydi.
- A teacher should never laugh about a pupil who has made a mistake.
- Bir öğretmen hata yapan bir öğrenciye asla gülmemeli.
- The pupil has to improve.
- Öğrencinin gelişmesi gerekiyor.
- A teacher must not laugh about a pupil who has made a mistake.
- Bir öğretmen hata yapan bir öğrenciye gülmemeli.
- The teacher pointed out the pupil's mistakes.
- Öğretmen öğrencinin hatalarına dikkat çekti.
- She is a promising pupil.
- O geleceği parlak bir öğrenci.
- I'll try to be a model pupil.
- Örnek bir öğrenci olmaya çalışacağım.
- A teacher must not laugh at a pupil who made a mistake.
- Bir öğretmen, hata yapan bir öğrenciye gülmemelidir.
- A teacher should never make fun of a pupil who makes a mistake.
- Bir öğretmen hata yapan bir öğrenci ile asla alay etmemelidir.
- He is a promising pupil.
- O gelecek vaat eden bir öğrenci.
- The shy pupil murmured his answer.
- Utangaç öğrenci cevabını mırıldandı.
- She was a promising pupil.
- O geleceği parlak bir öğrenciydi.
- According to my teacher, I'm a good pupil.
- Öğretmenime göre, ben iyi bir öğrenciyim.
- A teacher must not laugh at a pupil who made a mistake.
- Bir öğretmen hata yapan bir öğrenciye gülmemelidir.
- The pupil held up his hand to ask a question.
- Öğrenci soru sormak için elini kaldırdı.
- The pupil was punished for smoking.
- Öğrenci sigara içtiği için cezalandırıldı.
- She was a promising pupil.
- Gelecek vaat eden bir öğrenciydi.
- The teacher pointed out the pupil's mistakes.
- Öğretmen öğrencilerinin hatalarını gösterdi.
Show More (26)
|
