quicker - English Turkish Sentences
English Turkish
quicker daha hızlı adj.
  • It has to be quicker; it has to be more efficient.
  • Daha hızlı olmalı; daha verimli olmalı.
  • We need quicker decisions, decisions reached by the Council on a majority basis.
  • Daha hızlı kararlara, Konsey tarafından çoğunluk esasına göre alınan kararlara ihtiyacımız var.
  • I tell them with great regularity that they should be quicker.
  • Onlara düzenli olarak daha hızlı olmaları gerektiğini söylüyorum.
Show More (42)
quicker daha çabuk adj.
  • Tom is still quicker at doing that than Mary.
  • Tom hâlâ bunu yapmada Mary'den daha çabuktur.
  • Tom told me that he's quicker at doing that than Mary.
  • Tom bana bunu Mary'den daha çabuk yaptığını söyledi.
  • Tom told me that he's quicker at doing that than Mary.
  • Tom bana bunu yapmada Mary'den daha çabuk olduğunu söyledi.
Show More (2)