|
- That would be to leave the door open to abuses of an ethical, eugenic or even racial nature.
- Bu, etik, öjenik ve hatta ırksal nitelikteki suiistimallere açık kapı bırakmak anlamına gelecektir.
- The constitution does not recognise Kurds as a national, racial or ethnic minority.
- Anayasa, Kürtleri ulusal, ırksal veya etnik bir azınlık olarak tanımaz.
- South Africa made a peaceful choice for democracy and thereby put an end to decades of racial oppression.
- Güney Afrika demokrasi için barışçıl bir seçim yaptı ve böylece onlarca yıldır süren ırksal baskıya son verdi.
- People are concerned about racial problems.
- İnsanlar ırksal sorunlardan endişe duyuyor.
- Racial problems are often the cause of social unrest.
- Irksal sorunlar genellikle toplumsal huzursuzluğun nedenidir.
- Racial prejudice is still a problem in some countries.
- Irksal önyargı bazı ülkelerde hala bir sorun.
- He's opposed to racial discrimination.
- O ırksal ayrımcılığa karşıdır.
- He's opposed to racial discrimination.
- Irksal ayrımcılığa karşı çıktı.
- People are concerned about racial problems.
- İnsanlar ırksal sorunlar hakkında endişeli.
- Racial problems are often the cause of social unrest.
- Irksal sorunlar genellikle sosyal kargaşa nedenidir.
- He's opposed to racial discrimination.
- O, ırksal ayrımcılığa karşı çıktı.
- Dan and Linda had a discussion about racial tensions.
- Dan ve Linda ırksal gerilimler hakkında tartıştılar.
- People are concerned about racial problems.
- İnsanlar ırksal sorunlar hakkında kaygı duyuyorlar.
- People are concerned about racial problems.
- İnsanlar ırksal sorunlar hakkında kaygılılar.
- Dan and Linda had a discussion about racial tensions.
- Dan ve Linda, ırksal gerilimler hakkında bir tartışma yaptı.
- The Union of South Africa has had racial problems in recent years.
- Güney Afrika Birliği'nin son yıllarda ırksal sorunları var.
Show More (13)
|