|
- She wore a yellow raincoat to protect herself from the rain.
- Yağmurdan korunmak için sarı bir yağmurluk giydi.
- I wasn't hard to find, wearing that red raincoat.
- O kırmızı yağmurluğu giydiğim için beni bulmak zor olmadı.
- I wasn't hard to find, wearing that red raincoat.
- O kırmızı yağmurluğu giyerken beni bulmaları zor olmadı.
- I wasn't hard to find, wearing that red raincoat.
- Üstümde o kırmızı yağmurlukla beni bulmaları güç olmadı.
- Do you have a raincoat?
- Yağmurluğun var mı?
- I forgot my raincoat.
- Yağmurluğumu unuttum.
- Who's the girl in a yellow raincoat?
- Sarı yağmurluklu kız kim?
- I'm looking for a navy blue raincoat, size 36.
- Lacivert bir yağmurluk arıyorum, 36 beden.
- Tom needs to buy a new raincoat.
- Tom yeni bir yağmurluk almalı.
- You'd better put on a raincoat.
- Bir yağmurluk giysen iyi olur.
- Your raincoat is purple.
- Senin yağmurluğun mor.
- I forgot my raincoat.
- Yağmurluğumu unutmuşum.
- Tom is wearing a hooded raincoat.
- Tom bir kapüşonlu yağmurluk giyiyor.
- A button has come off my raincoat.
- Yağmurluğumun bir düğmesi koptu.
- Tom is wearing a hooded raincoat.
- Tom kapüşonlu bir yağmurluk giyiyor.
- One of the buttons on my raincoat got torn off.
- Yağmurluğumdaki düğmelerden biri yırtıldı.
- I'm pretty sure that I've left the keys to my office in my raincoat pocket.
- Anahtarları yağmurluğun cebinde ofisime bıraktığımdan oldukça eminim.
- They don't have raincoats?
- Yağmurlukları yok mu?
- You should put on a raincoat because it's cold outside.
- Dışarısı soğuk olduğu için bir yağmurluk giymelisin.
- Who's the girl in a yellow raincoat?
- Sarı yağmurluk giyen kız kim?
- Do you have a raincoat?
- Bir yağmurluğun var mı?
- You had better put on a raincoat.
- Bir yağmurluk giysen iyi olur.
- They don't have raincoats?
- Onların yağmurlukları yok mu?
- He needs to buy a new raincoat.
- Yeni bir yağmurluk alması gerekiyor.
- A button has come off my raincoat.
- Yağmurluğumdan bir düğme düştü.
- One of the buttons on my raincoat got torn off.
- Yağmurluğumun düğmelerinden biri koptu.
- Tom put on his raincoat.
- Tom yağmurluğunu giydi.
- You'd better put on a raincoat.
- Yağmurluk giysen iyi olur.
- Tom took off his raincoat.
- Tom yağmurluğunu çıkardı.
- I wish I had brought my raincoat.
- Keşke yağmurluğumu getirseydim.
- Your raincoat is purple.
- Yağmurluğun mor.
- I'm pretty sure that I've left the keys to my office in my raincoat pocket.
- Ofisimin anahtarlarını yağmurluğumun cebinde unuttuğuma eminim.
- You should put on a raincoat because it's cold outside.
- Yağmurluk giymelisin çünkü dışarısı soğuk.
- Tom needs to buy a new raincoat.
- Tom'un yeni bir yağmurluk alması gerekiyor.
Show More (31)
|