|
- It must try to understand because to refuse to do so will contribute to the likelihood that much worse lies ahead.
- Anlamaya çalışmalı çünkü bunu yapmayı reddetmek ileride çok daha kötülerinin yaşanması ihtimaline katkıda bulunacaktır.
- Had the laboratory refused to do this, the United States authorities would have resorted to a compulsory licence.
- Eğer laboratuar bunu yapmayı reddetseydi, Birleşik Devletler yetkilileri zorunlu ruhsata başvuracaktı.
- This is what you must debate, and you are refusing to do it.
- Tartışmanız gereken şey bu ve siz bunu yapmayı reddediyorsunuz.
- Belgium supplies weapons to countries such as Nepal, while Germany, for example, had refused to do so.
- Belçika Nepal gibi ülkelere silah tedarik ederken, örneğin Almanya bunu yapmayı reddetmiştir.
- How are we to get to grips with the issue if you simply refuse to do anything?
- Siz bir şey yapmayı reddederseniz biz bu meseleyi nasıl çözeceğiz?
- I plan to refuse to do that.
- Bunu yapmayı reddetmeyi planlıyorum.
- I'm sure Tom will refuse to do that.
- Eminim Tom bunu yapmayı reddedecektir.
- She refused to do what they wanted.
- İstediklerini yapmayı reddetti.
- Tom refuses to do anything for Mary.
- Tom, Mary için bir şey yapmayı reddediyor.
- He refused to do so.
- Bunu yapmayı reddetti.
- Tom refused to do what Mary wanted him to do.
- Tom Mary'nin yapmasını istediği şeyi yapmayı reddetti.
- I refused to do that.
- Bunu yapmayı reddettim.
- I think that we should refuse to do that.
- Onu yapmayı reddetmemiz gerektiğini düşünüyorum.
- Tom refused to do what we asked him to do.
- Tom yapmasını istediğimiz şeyi yapmayı reddetti.
- Do you have any idea why Tom refused to do that?
- Tom neden onu yapmayı reddettiği hakkında herhangi bir fikrin var mı?
- Tom refused to do that.
- Tom bunu yapmayı reddetti.
- Tom refused to do that.
- Tom onu yapmayı reddetti.
- Tom refused to do what I wanted him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğim şeyi yapmayı reddetti.
- I thought Tom refused to do that.
- Tom'un bunu yapmayı reddettiğini düşündüm.
- I refused to do so.
- Bunu yapmayı reddettim.
- Tom has refused to do what we've asked him to do.
- Tom onun yapmasını istediğimiz şeyi yapmayı reddetti.
- She refused to do what they wanted.
- Onların istediklerini yapmayı reddetti.
- Tom still refused to do so.
- Tom hala bunu yapmayı reddediyor.
- Everyone refused to do that.
- Herkes bunu yapmayı reddetti.
- Tom didn't have the courage to refuse to do what Mary asked him to do.
- Tom, Mary'nin ondan yapmasını istediği şeyi yapmayı reddedecek cesarete sahip değildi.
- I've refused to do that.
- Onu yapmayı reddettim.
- I think that we should refuse to do that.
- Bence bunu yapmayı reddetmeliyiz.
- Tom has refused to do what we requested.
- Tom istediğimiz şeyi yapmayı reddetti.
- Sami refused to do anything about it.
- Sami bu konuda bir şey yapmayı reddetti.
- I plan to refuse to do that.
- Onu yapmayı reddetmeyi planlıyorum.
- I could refuse to do that, but I won't.
- Bunu yapmayı reddedebilirdim, ama yapmayacağım.
- Tom would refuse to do that.
- Tom bunu yapmayı reddeder.
- Tom will probably refuse to do that.
- Tom muhtemelen bunu yapmayı reddeder.
- I can't refuse to do that.
- Onu yapmayı reddedemem.
- I still refuse to do that.
- Ben hâlâ bunu yapmayı reddediyorum.
- Neither Tom nor Mary has refused to do that.
- Ne Tom ne de Mary bunu yapmayı reddetti.
- They're refusing to do that.
- Onu yapmayı reddediyorlar.
- I'm sure that Tom will refuse to do that.
- Tom'un bunu yapmayı reddedeceğinden eminim.
- I could refuse to do that, but I won't.
- Onu yapmayı reddedebilirdim ama yapmayacağım.
- I refused to do that.
- Onu yapmayı reddettim.
- I was surprised that Tom refused to do that.
- Tom'un bunu yapmayı reddetmesine şaşırdım.
- I never expected Tom to refuse to do that.
- Tom'un bunu yapmayı reddetmesini hiç beklemiyordum.
- Tom would refuse to do that.
- Tom onu yapmayı reddederdi.
- Tom refused to do what we asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapmayı reddetti.
- Tom refused to do what I asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğim şeyi yapmayı reddetti.
- Tom has refused to do that.
- Tom onu yapmayı reddetti.
- Tom has refused to do that for us.
- Tom bunu bizim için yapmayı reddetti.
- Tom still refuses to do that.
- Tom hâlâ bunu yapmayı reddediyor.
- I'm sure that Tom will refuse to do that.
- Eminim Tom onu yapmayı reddeder.
- He refused to do much campaigning.
- Kampanya yapmayı reddetti.
- I didn't know why Tom refused to do that.
- Tom neden bunu yapmayı reddettiğini bilmiyordum.
- I've done what you refused to do.
- Senin yapmayı reddettiğin şeyi ben yaptım.
- Tom is refusing to do that.
- Tom onu yapmayı reddediyor.
- Tom refuses to do anything for Mary.
- Tom Mary için bir şey yapmayı reddediyor.
- I think I'll refuse to do that.
- Sanırım bunu yapmayı reddedeceğim.
- Tom refuses to do that.
- Tom onu yapmayı reddediyor.
- Tom still refuses to do that.
- Tom hala bunu yapmayı reddediyor.
- Tom refused to do what we asked.
- Tom istediğimizi yapmayı reddetti.
- I've refused to do that.
- Bunu yapmayı reddettim.
- Tom refused to do what I wanted him to do.
- Tom yapmasını istediğimi yapmayı reddetti.
- Tom refuses to do that.
- Tom bunu yapmayı reddediyor.
- I refuse to do it.
- Ben onu yapmayı reddediyorum.
- I think we should refuse to do that.
- Bence bunu yapmayı reddetmeliyiz.
- I refused to do so.
- Öyle yapmayı reddettim.
- Tom refused to do so.
- Tom bunu yapmayı reddetti.
- I've done what you refused to do.
- Yapmayı reddettiğin şeyi yaptım.
- I refuse to do that.
- Onu yapmayı reddediyorum.
- Tom refused to do what Mary wanted him to do.
- Tom, Mary'nin ondan yapmasını istediği şeyi yapmayı reddetti.
- He refused to do much campaigning.
- Çok kampanya yapmayı reddetti.
- I refuse to do that.
- Bunu yapmayı reddediyorum.
- Tom refused to do what I asked him to do.
- Tom onun yapmasını istediğim şeyi yapmayı reddetti.
- Tom will probably refuse to do that.
- Tom muhtemelen bunu yapmayı reddedecektir.
- I didn't know Tom would refuse to do that.
- Tom'un bunu yapmayı reddedeceğini bilmiyordum.
- If I were in her place, I'd refuse to do that.
- Onun yerinde olsaydım, bunu yapmayı reddederdim.
- Tom has refused to do that.
- Tom bunu yapmayı reddetti.
- They're refusing to do that.
- Bunu yapmayı reddediyorlar.
- Tom refused to do what he was told to do.
- Tom kendisine söyleneni yapmayı reddetti.
- Everyone refused to do that.
- Herkes onu yapmayı reddetti.
- Tom has refused to do what we've asked him to do.
- Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapmayı reddetti.
- I can't refuse to do that.
- Bunu yapmayı reddedemem.
- Tom is probably going to refuse to do that.
- Tom muhtemelen bunu yapmayı reddedecek.
- Tom has refused to do that for us.
- Tom onu bizim için yapmayı reddetti.
- I should've refused to do that.
- Bunu yapmayı reddetmeliydim.
- If I were you, I'd refuse to do that.
- Yerinde olsam, bunu yapmayı reddederdim.
- Tom won't likely refuse to do that.
- Tom muhtemelen bunu yapmayı reddetmeyecektir.
- I plan on refusing to do that.
- Bunu yapmayı reddetmeyi planlıyorum.
- If I were in her place, I'd refuse to do that.
- Onun yerinde olsam, onu yapmayı reddederim.
- I'm sure Tom will refuse to do that.
- Tom'un onu yapmayı reddedeceğine eminim.
- Tom won't likely refuse to do that.
- Tom muhtemelen bunu yapmayı reddetmeyecek.
- Tom refused to do what he was told to do.
- Tom yapması söylenilen şeyi yapmayı reddetti.
- Tom is refusing to do that.
- Tom bunu yapmayı reddediyor.
- I refuse to do it.
- Bunu yapmayı reddediyorum.
Show More (89)
|
