|
- The solution cannot and must not be that of world division on the basis of religious beliefs.
- Çözüm, dini inançlar temelinde dünyanın bölünmesi olamaz ve olmamalıdır.
- People can abandon their religious beliefs.
- İnsanlar dini inançlarını terk edebilirler.
- I will confine my remarks to religious beliefs and homosexuality.
- Sözlerimi dini inançlar ve eşcinsellikle sınırlı tutacağım.
- He is tolerant in religious belief of others.
- Başkalarının dini inançlarına karşı hoşgörülüdür.
- He is still grappling with religious beliefs.
- O hâlâ dini inançlarla boğuşuyor.
- Religious belief predominates in this region.
- Bu bölgede dini inanç ağır basar.
- He is still grappling with religious beliefs.
- Hâlâ dini inançlarla boğuşuyor.
- His father would never sanction his engagement to a girl who did not share the same religious beliefs as their family.
- Babası, aileleriyle aynı dini inançları paylaşmayan bir kızla nişanlanmasını asla onaylamaz.
- He had strong religious beliefs.
- Güçlü dini inançları vardı.
- He had strong religious beliefs.
- Onun güçlü dini inançları vardı.
- Tom has strong religious beliefs.
- Tom'un güçlü dini inançları var.
- Religious belief predominates in this region.
- Bu bölgede dini inanç hakimdir.
Show More (9)
|