|
- The rent for the house is 1,000 dollars per month.
- Evin kirası aylık 1.000 dolardır.
- The rent for the car starts from 15 dollars per hour.
- Arabanın kira bedeli saatlik 15 dolardan başlıyor.
- For example, you do not pay your rent every day, so there is no problem there.
- Mesela her gün kiranızı ödemiyorsunuz, dolayısıyla orada bir sorun yok.
- For example, the rent we pay for the buildings may increase.
- Örneğin, binalar için ödediğimiz kira artabilir.
- Tom never forgets to pay his rent.
- Tom kirasını ödemeyi asla unutmaz.
- Are the water and electricity included in the rent?
- Su ve elektrik, kiraya dahil mi?
- I had completely forgotten pay the rent.
- Kirayı ödemeyi tamamen unutmuştum.
- This room rents at 50 dollars a week.
- Bu odanın haftalık kirası 50 dolar.
- How much is the rent?
- Kira ne kadar?
- If we pay the rent to the landlady, we won't have any money for food; we are between the devil and the deep blue sea.
- Ev sahibine kirayı ödersek bu kez de yemek için paramız kalmaz; iki arada bir derede kaldık.
- Isn't Tom supposed to pay his rent today?
- Tom'un bugün kirasını ödemesi gerekmiyor mu?
- I'm supposed to pay my rent on the first of every month.
- Kiramı her ayın ilk günü ödemem gerekiyor.
- I still need to pay my rent.
- Hala kiramı ödemem gerekiyor.
- How much is your rent?
- Kiran ne kadar?
- Tom didn't have enough money to pay the rent.
- Tom'un kirayı ödemek için yeterli parası yoktu.
- Tom is behind in his rent.
- Tom kirasını ödeyemiyor.
- I had completely forgotten pay the rent.
- Kirayı ödemeyi tamamen unutmuşum.
- I've already paid my rent.
- Kiramı çoktan ödedim.
- I can barely pay my rent.
- Kiramı zar zor ödeyebiliyorum.
- Can you tell me who paid my rent for me?
- Kiramı benim için kimin ödediğini bana söyleyebilir misiniz?
- I haven't paid my rent yet.
- Kiramı henüz ödemedim.
- Pay your rent in advance.
- Kiranı peşin ödemelisin.
- When do you pay rent?
- Kirayı ne zaman ödüyorsun?
- I've already paid my rent.
- Kiramı zaten ödedim.
- I assure you we'll be able to pay the rent on time.
- Kirayı zamanında ödeyebileceğimize sizi temin ederim.
- He has not paid his portion of the rent.
- O, kira payını ödemedi.
- I had to lend Tom money so he could pay his rent.
- Kirasını ödeyebilmesi için Tom'a borç para vermek zorundaydım.
- I lent Mary the money to pay this month's rent.
- Mary'ye bu ayın kirasını ödemesi için borç verdim.
- How much rent does Tom charge you?
- Tom sana ne kadar kira ödetiyor?
- He had to pay a high rent for his farm.
- O, çiftliği için yüksek bir kira ödemek zorunda kaldı.
- I want to move somewhere where the rent isn't so high.
- Kiranın bu kadar yüksek olmadığı bir yere taşınmak istiyorum.
- I may not be able to pay my rent this month.
- Bu ay kiramı ödeyemeyebilirim.
- Tom didn't pay his rent last month.
- Tom geçen ay kirasını ödemedi.
- I forgot to pay my rent this month.
- Bu ay kiramı ödemeyi unuttum.
- I assure you we'll be able to pay the rent on time.
- Sizi temin ederim ki kirayı zamanında ödeyebileceğiz.
- We need to pay our rent by the end of the month.
- Ayın sonuna kadar kiramızı ödememiz gerekiyor.
- I can't pay my rent today.
- Bugün kiramı ödeyemeyeceğim.
- Is the water included in the rent?
- Su kiraya dahil mi?
- I can't pay my rent this month.
- Bu ay kiramı ödeyemeyeceğim.
- You still owe me last month's rent.
- Bana hâlâ geçen ayın kirasını borçlusun.
- You still owe me last month's rent.
- Geçen ayın kirasını daha ödemedin bana.
- Sami helped Layla pay her rent.
- Sami, Layla'nın kirasını ödemesine yardım etti.
- This single mother works two jobs just to be able to pay the rent and feed her children.
- Bu bekar anne sadece kirayı ödeyebilmek ve çocuklarını besleyebilmek için iki işte çalışıyor.
- The majority of his income goes to pay his rent.
- Onun gelirinin çoğunluğu onun kirasını ödemeye gider.
- I have difficulty paying my rent.
- Kiramı ödemekte zorluk çekiyorum.
- They can raise your rent.
- Kiranı yükseltebilirler.
- Tom has apparently not yet paid his rent.
- Tom görünüşe göre kirasını henüz ödememiş.
- How much is the rent for this apartment?
- Bu daire için kira ne kadar?
- You should pay your rent in advance.
- Kiranı peşin olarak ödemelisin.
- Don't forget to pay your rent today.
- Bugün kiranı ödemeyi unutma.
- The rent is really cheap, so I'm not complaining.
- Kira gerçekten ucuz, bu yüzden şikayet etmiyorum.
- I lent Tom some money so he could pay this month's rent.
- Bu ayın kirasını ödeyebilmesi için Tom'a biraz ödünç para verdim.
- I'm sure Tom had to borrow money in order to pay his rent.
- Eminim Tom kirasını ödeyebilmek için borç para almak zorunda kalmıştır.
- How much rent does Tom charge you?
- Tom senden ne kadar kira alıyor?
- Tom's rent is three hundred dollars a month.
- Tom'un kirası aylık üç yüz dolar.
- Dan never paid his rent to Linda.
- Dan kirasını Linda'ya hiç ödemedi.
- How much rent do you pay?
- Ne kadar kira ödüyorsun?
- You haven't paid your rent in a month, have you?
- Bir aydır kiranı ödemedin, değil mi?
- My dad doesn't want me driving there everyday, so he's paying my rent.
- Babam her gün oraya gitmemi istemiyor, o yüzden kiramı ödüyor.
- She paid the rent with interest.
- O kirayı faiziyle ödedi.
- My rent has gone up.
- Kiram arttı.
- Have you paid the rent?
- Kirayı ödedin mi?
- I pawned my guitar to pay the rent.
- Kirayı ödemek için gitarımı rehin verdim.
- He had to pay a high rent for his farm.
- Çiftliği için yüksek bir kira ödemek zorunda kaldı.
- You still need to pay this month's rent.
- Hala bu ayın kirasını ödemen gerekiyor.
- Rent is cheap here.
- Kira burada ucuz.
- Our rent has gone up.
- Kiramız yükseldi.
- How much is the rent for this room?
- Bu odanın kirası ne kadar?
- Tom might not be able to pay his rent next month.
- Tom gelecek ay kirasını ödeyemeyebilir.
- Tom is going to be upset when he finds out that Mary forgot to pay the rent.
- Tom, Mary'nin kirayı ödemeyi unuttuğunu öğrendiğinde çok üzülecek.
- Tom never pays his rent on time.
- Tom kirasını hiç zamanında ödemiyor.
- I pawned my guitar so I could pay the rent.
- Kirayı ödeyebilmek için gitarımı rehin verdim.
- Tom is three months behind in paying his rent.
- Tom kirasını üç aydır ödemiyor.
- She paid the rent with interest.
- Kirayı faiziyle ödedi.
- Tom was happy that his landlord lowered the rent.
- Tom onun ev sahibi kirayı düşürdüğü için mutlu oldu.
- We need to pay our rent by the end of the month.
- Ay sonuna kadar kiramızı ödememiz gerekiyor.
- We have to pay our rent by the end of the month.
- Ay sonuna kadar kiramızı ödemeliyiz.
- Can you tell me who paid my rent for me?
- Kiramı benim adıma kimin ödediğini söyleyebilir misiniz?
- I should've paid my rent yesterday.
- Kiramı dün ödemeliydim.
- You still need to pay this month's rent.
- Hâlâ bu ayın kirasını ödemen gerekiyor.
- Tom still hasn't paid his rent.
- Tom hala kirasını ödemedi.
- If we pay the rent to the landlady, we won't have any money for food; we are between the devil and the deep blue sea.
- Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; iki ucu boklu değnek.
- Tom had not paid the rent.
- Tom kirayı ödememişti.
- The rent is due tomorrow.
- Kira yarın ödenecek.
- I can't really afford the rent.
- Kirayı gerçekten karşılayamıyorum.
- Tom agreed that he would pay half the rent.
- Tom kiranın yarısını ödemeyi kabul etti.
- I just paid this month's rent to the landlord.
- Bu ayın kirasını ev sahibine az önce ödedim.
- I heard they're going to raise our rent.
- Kiramızı artıracaklarını duydum.
- There's a spider on my ceiling and it isn't contributing to the rent.
- Tavanımda bir örümcek var ve kiraya katılmıyor.
- The average rent for a Manhattan apartment is about $4,000 a month.
- Manhattan'da bir dairenin ortalama kirası ayda yaklaşık 4.000 dolar.
- Has Tom paid the rent?
- Tom kirayı ödedi mi?
- Rent is getting higher.
- Kira artıyor.
- I need to pay my rent today.
- Kiramı bugün ödemem gerek.
- Tom didn't have enough money to pay his rent.
- Tom'un kirasını ödeyecek kadar parası yoktu.
- The rent is paid for six months.
- Kira altı ay için ödenir.
- I've always paid the rent.
- Ben hep kirayı ödedim.
- Dan split the rent with Linda.
- Dan kirayı Linda ile paylaşıyordu.
- When is Tom supposed to pay his rent?
- Tom kirasını ne zaman ödeyecek?
- Tom can barely pay his rent.
- Tom ancak kirasını ödeyebiliyor.
- Is the electricity included in the rent?
- Elektrik, kiraya dahil mi?
- Tom and Mary moved in together to save money on rent.
- Tom ve Mary kiradan tasarruf etmek için beraber eve çıktılar.
- I lent Mary the money to pay this month's rent.
- Bu ayın kirasını ödemesi için Mary'ye ödünç para verdim.
- My rent's due tomorrow.
- Kiramın son günü yarın.
- Mary had to pay her rent yesterday.
- Mary dün kirasını ödemek zorunda kaldı.
- You haven't paid your rent in a month, have you?
- Bir ay içinde kiranı ödemedin, değil mi?
- Rent is getting higher.
- Kira gittikçe yükseliyor.
- Tom pays rent on the first day of every month.
- Tom kirayı her ayın ilk günü öder.
- Tom never forgot to pay his rent.
- Tom kirasını ödemeyi hiç unutmadı.
- She is behind in her rent.
- O kira ödemesini geciktirdi.
- You're a month behind with your rent.
- Kiranı bir ay geciktirdin.
- Tom hasn't paid his rent.
- Tom kirasını ödememiş.
- This house will rent easily.
- Bu ev kolayca kiracı bulur.
- Please pay a deposit of two month's rent.
- Lütfen iki aylık kira depozitosunu ödeyin.
- Do you rent or own?
- Kirada mısınız yoksa kendi eviniz mi?
- Tom never forgot to pay his rent.
- Tom asla kirasını ödemeyi unutmadı.
- I forgot to pay my rent.
- Kiramı ödemeyi unuttum.
- Tom always pays his rent early.
- Tom kirasını her zaman erken öder.
- Make sure you don't forget to pay the rent.
- Kirayı ödemeyi unutmadığınızdan emin olun.
- We have to pay our rent by the end of the month.
- Ayın sonuna kadar kiramızı ödemek zorundayız.
- Is the water included in the rent?
- Su, kiraya dahil mi?
- Dan split the rent with Linda.
- Dan kirayı Linda ile bölüştü.
- We were shocked when the landlord raised our rent by $200.00 a month.
- Ev sahibi kiramızı ayda 200.00 dolara yükselttiği zaman şok olduk.
- How much is the rent per month?
- Aylık kira ne kadar?
- Tom's rent is three hundred dollars a month.
- Tom'un kirası ayda 300 dolar.
- I've always paid the rent on time.
- Kirayı her zaman zamanında ödedim.
- I paid the rent.
- Ben kirayı ödedim.
- You're a month behind with your rent.
- Kiranızı bir ay geciktirdiniz.
- Tom had to borrow money from Mary to pay his rent.
- Tom kirasını ödemek için Mary'den ödünç para almak zorundaydı.
- Make sure you don't forget to pay the rent.
- Kirayı ödemeyi unutmayacağından emin ol.
- I pawned my guitar in order to pay the rent.
- Kirayı ödeyebilmek için gitarımı rehin verdim.
- Tom still hasn't paid last month's rent.
- Tom geçen ayın kirasını hâlâ ödemedi.
- Our rent has been lowered.
- Kiramız düşürüldü.
- We were shocked when the landlord raised our rent by $200.00 a month.
- Ev sahibi kiramızı ayda 200.00 dolar artırınca şok olduk.
- Our rent is going up next month.
- Kiramız gelecek ay artacak.
- Our rent has gone up.
- Kiramız arttı.
- Tell Tom not to forget to pay his rent.
- Tom'a kirasını ödemeyi unutmamasını söyle.
- Tom never pays his rent on time.
- Tom kirasını asla zamanında ödemez.
- Tom spends a third of his salary on rent.
- Tom maaşının üçte birini kiraya harcıyor.
- Tom apparently hasn't paid his rent yet.
- Görünüşe göre Tom kirasını henüz ödememiş.
- I'm going to pay my rent tomorrow.
- Yarın kiramı ödeyeceğim.
- Unable to pay the rent, I asked him for assistance.
- Kirayı ödeyemediğim için, ondan yardımını istedim.
- I've always paid the rent on time.
- Kirayı hep zamanında öderim.
- When is Tom supposed to pay his rent?
- Tom'un kirasını ne zaman ödemesi gerekiyor.
- Pay your rent in advance.
- Kiranızı peşin ödeyin.
- Tom and Mary moved in together to save money on rent.
- Tom ve Mary kiradan tasarruf etmek için birlikte yaşamaya başladılar.
- The rent is paid for six months.
- Kira altı aylık ödenir.
- Is the electricity included in the rent?
- Elektrik kiraya dahil mi?
- I need to pay the rent.
- Kirayı ödemem lazım.
- You haven't yet paid your rent.
- Kiranı henüz ödemedin.
- Tom always pays his rent early.
- Tom kirasını hep erken öder.
- The rent is cheap.
- Kira ucuz.
- Tom paid the rent.
- Tom kirayı ödedi.
- Tom always pays his rent on time.
- Tom her zaman kirasını zamanında öder.
- I'm supposed to pay my rent on the first of every month.
- Her ayın birinci gününde kiramı ödemem gerekiyor.
- I haven't paid this month's rent yet.
- Bu ayın kirasını henüz ödemedim.
- I should've paid my rent yesterday.
- Dün kiramı ödemeliydim.
- I can't pay my rent.
- Kiramı ödeyemiyorum.
- You're a month behind in your rent.
- Kiranı bir ay geciktirdin.
- Tom always pays his rent on time.
- Tom kirasını hep zamanında öder.
- Tom can barely pay his rent.
- Tom zar zor kirasını ödeyebiliyor.
- I don't have enough money to pay this month's rent.
- Bu ayın kirasını ödemek için yeterli param yok.
- Sami pays the rent.
- Sami kirayı öder.
- I've always paid the rent.
- Her zaman kirayı ödedim.
- The landlord says he wants to raise the rent.
- Ev sahibi kirayı yükseltmek istediğini söylüyor.
- She agreed that she would pay half the rent.
- Kiranın yarısını ödemeyi kabul etti.
- Tom is going to be upset when he finds out that Mary forgot to pay the rent.
- Tom Mary'nin kirayı ödemeyi unuttuğunu öğrendiğinde üzülecek.
- Sami pays the rent.
- Sami kirayı ödüyor.
- She is behind in her rent.
- Kirasını geciktiriyor.
- Tom hasn't paid his rent.
- Tom kirasını ödemedi.
- Tom can barely pay his rent.
- Tom kirasını zar zor ödeyebiliyor.
- I must remind Tom to pay his rent.
- Tom'a kirasını ödemesini hatırlatmalıyım.
- I heard they're going to raise our rent.
- Kiramızı yükselteceklerini duydum.
- I can't pay my rent this month.
- Bu ay kiramı ödeyemem.
- I can't pay my rent.
- Kiramı ödeyemem.
- I always pay my monthly rent in Euros.
- Aylık kiramı her zaman euro olarak öderim.
- Rent is expensive here.
- Kira burada pahalıdır.
- I almost forgot to pay the rent.
- Neredeyse kirayı ödemeyi unutuyordum.
- How much is the rent for this apartment?
- Bu dairenin kirası ne kadar?
- I need to pay my rent.
- Kiramı ödemem lazım.
- Tom didn't have enough money to pay the rent.
- Tom'un kirayı ödeyecek kadar parası yoktu.
- You haven't yet paid your rent.
- Kiranızı henüz ödemediniz.
- If we pay the rent to the landlady, we won't have any money for food; we are between the devil and the deep blue sea.
- Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık.
- Tom had to borrow money from Mary to pay his rent.
- Tom kirasını ödemek için Mary'den borç para almak zorunda kaldı.
- You're supposed to always pay your rent on the first of the month.
- Kiranı her zaman ayın ilk günü ödemen gerekiyor.
- I don't have enough money to pay this month's rent.
- Bu ayın kirasını ödeyecek kadar param yok.
- This single mother works two jobs just to be able to pay the rent and feed her children.
- Bu bekar anne sadece kira ödeyebilmek ve çocuklarını besleyebilmek için iki işte çalışıyor.
- Are the water and electricity included in the rent?
- Su ve elektrik kiraya dahil mi?
- The rent is very high.
- Kira çok yüksek.
- Unable to pay the rent, I asked him for assistance.
- Kirayı ödeyemediğim için ondan yardım istedim.
- The rent is due tomorrow.
- Yarın kiranın ödeme günü.
- Tom forgot to pay his rent.
- Tom kirasını ödemeyi unuttu.
- I can't pay my rent today.
- Bugün kiramı ödeyemem.
- The rent is high, otherwise the room is satisfactory.
- Kira yüksek, bunun dışında oda tatmin edici.
- Please pay a deposit of two month's rent.
- Lütfen iki aylık kira depozitosu öde.
- Tom still hasn't paid last month's rent.
- Tom hâlâ geçen ayın kirasını ödemedi.
- Since I couldn't pay the rent, I asked him for help.
- Kirayı ödeyemediğim için ondan yardım istedim.
- Tom couldn't pay his rent.
- Tom kirasını ödeyemedi.
- Tom is three months behind in paying his rent.
- Tom kirasını üç ay geciktirdi.
- Tom didn't remember to pay his rent.
- Tom kirasını ödemeyi hatırlamadı.
- I must remind Tom to pay his rent.
- Tom'a kirasını ödemesini hatırlatmam gerekiyor.
- Tom can't afford the kind of rent they're asking for.
- Tom onların istediği kirayı karşılayamaz.
- They can raise your rent.
- Kiranızı arttırabilirler.
- Rent is cheap here.
- Burada kira ucuzdur.
- Dan never paid his rent to Linda.
- Dan, Linda'ya kirasını hiç ödemedi.
- You're supposed to always pay your rent on the first of the month.
- Her zaman ayın ilk günü kiranı ödemen gerekiyor.
- Did you pay the rent this month?
- Bu ay kirayı ödedin mi?
- Tom is three months behind in his rent.
- Tom kirasını üç ay geciktirdi.
- The majority of his income goes to pay his rent.
- Gelirinin büyük bir kısmı kirasını ödemeye gidiyor.
- Tom has to pay his rent today.
- Tom bugün kirasını ödemek zorunda.
- I lent Tom some money so he could pay this month's rent.
- Bu ayın kirasını ödeyebilmesi için Tom'a biraz borç verdim.
- He has not paid his portion of the rent.
- Kiranın kendi payına düşen kısmını ödemedi.
- Tom hasn't paid his rent yet.
- Tom henüz kirasını ödemedi.
- Who'll pay the rent?
- Kirayı kim ödeyecek?
- Tom hasn't been paying his rent.
- Tom kirasını ödemiyor.
- The rent is very reasonable.
- Kira çok makul.
- The rent was cheap.
- Kira ucuzdu.
- How are we going to pay the rent?
- Kirayı nasıl ödeyeceğiz?
- I need to pay my rent today.
- Bugün kiramı ödemem gerekiyor.
- If we pay the rent to the landlady, we won't have any money for food; we are between the devil and the deep blue sea.
- Kirayı ev sahibine ödersek o zaman da yemeğe paramız kalmaz; iki arada bir derede kaldık.
- Our landlady has lowered the rent.
- Ev sahibimiz kirayı düşürdü.
- I paid the rent.
- Kirayı ödedim.
- Don't forget to pay the rent.
- Kirayı ödemeyi unutma.
- I'm going to pay my rent tomorrow.
- Ben yarın kiramı ödeyeceğim.
- Tom was happy that his landlord lowered the rent.
- Tom ev sahibi kirayı düşürdüğü için mutluydu.
- Tom has finally paid his rent.
- Tom sonunda kirasını ödedi.
- Tom still hasn't paid his rent.
- Tom hâlâ kirasını ödemedi.
- I always pay the rent on time.
- Kirayı hep zamanında öderim.
- There's a spider on my ceiling and it isn't contributing to the rent.
- Tavanımda bir örümcek var ve kiraya da ortak olmuyor.
- How much rent do you pay?
- Ne kadar kira ödüyorsunuz?
- Tom needs to pay his rent today.
- Tom'un bugün kirasını ödemesi gerekiyor.
- He is way behind on his rent.
- Kirasını çok geciktirdi.
- I forgot to pay the rent.
- Kirayı ödemeyi unuttum.
- She agreed that she would pay half the rent.
- O, kiranın yarısını ödemeyi kabul etti.
- You still haven't paid this month's rent.
- Bu ayın kirasını hâlâ ödemediniz.
- Our landlady has lowered the rent.
- Ev sahibemiz kirayı düşürdü.
- Our rent is going up next month.
- Kiramıza bir dahaki ay zam geliyor.
- Our rent has been lowered.
- Kiramıza indirim yapıldı.
- Tom just barely managed to earn enough money to pay the rent.
- Tom zar zor kirayı ödeyecek kadar para kazanmayı başardı.
- If we pay the rent to the landlady, we won't have any money for food; we are between the devil and the deep blue sea.
- Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; iki arada bir derede.
- I can't pay the rent.
- Kirayı ödeyemiyorum.
- I pawned my guitar to pay the rent.
- Kirayı ödemek için gitarımı rehin bıraktım.
- Rent is expensive here.
- Burada kira pahalı.
- I need to pay my rent.
- Kiramı ödemem gerekiyor.
- Tom has apparently not yet paid his rent.
- Görünüşe bakılırsa Tom henüz kirasını ödemedi.
- I still need to pay my rent.
- Hâlâ kiramı ödemem gerekiyor.
- Our rent is going up next month.
- Önümüzdeki ay kiramız artacak.
- I need to pay the rent.
- Kirayı ödemem gerekiyor.
Show More (244)
|
|
- I prefer paying a home mortgage rather than renting a house.
- Ev kiralamak yerine ipotek ödemeyi tercih ederim.
- You can rent an e-scooter to roam the city.
- Şehri dolaşmak için bir e-scooter kiralayabilirsiniz.
- Should you buy or rent?
- Satın almalı mısın yoksa kiralamalı mısın?
- I want to move somewhere where the rent isn't so high.
- Kiraların çok yüksek olmadığı bir yere taşınmak istiyorum.
- We have rented a cabin by the lake.
- Göl kenarında bir kulübe kiraladık.
- That blue car over there is the one I rented.
- Oradaki o mavi araba kiraladığım arabadır.
- They rented an apartment.
- Onlar bir daire kiraladı.
- Tom rents a large four-bedroom house near the sea.
- Tom denize yakın dört yatak odalı büyük bir ev kiralıyor.
- Tom rented a car and drove back to Boston.
- Tom bir otomobil kiraladı ve Boston'a geri döndü.
- Tom and I rented a rowboat and went rowing.
- Tom ve ben bir kayık kiraladık ve kürek çekmeye gittik.
- This is the house Tom is renting.
- Bu Tom'un kiraladığı ev.
- Tom rents an apartment on Park Street.
- Tom, Park Caddesi'nde bir daire kiralıyor.
- I'd like to rent a compact car.
- Küçük bir araba kiralamak istiyorum.
- She rented a four-room apartment.
- Dört odalı bir daire kiraladı.
- Tom is still looking for a house he can rent.
- Tom hâlâ kiralayabileceği bir ev arıyor.
- The severe housing shortage is partly to blame for the inflated rents.
- Şiddetli konut sıkıntısı kısmen şişirilmiş kiraların sorumlusudur.
- Would you like to rent a movie?
- Bir film kiralamak ister misin?
- Dan rented that car from London.
- Dan arabayı Londra'dan kiraladı.
- Tom rented a movie at the video store.
- Tom video mağazasından bir film kiraladı.
- We rented the apartment by the week.
- Daireyi haftalık kiraladık.
- Let's rent a bike there.
- Oradan bir bisiklet kiralayalım.
- I want to rent an apartment with two rooms.
- İki odalı bir daire kiralamak istiyorum.
- Tom rented an apartment near his mother's.
- Tom annesininkine yakın bir daire kiraladı.
- Helen and Kathy rented an apartment in a suburb of Tokyo.
- Helen ve Kathy, Tokyo'nun bir banliyösünde bir daire kiraladı.
- I'd like to rent a two-room apartment.
- İki odalı bir daire kiralamak isterim.
- You can rent a boat by the hour.
- Saatlik tekne kiralayabilirsin.
- Do you know where I can rent a boat?
- Nereden tekne kiralayabileceğimi biliyor musun?
- I rented a snowboard.
- Bir snowboard kiraladım.
- Tom rented a suite in one of Boston's most expensive hotels.
- Tom Boston'ın en pahalı otellerinden birinde bir süit kiraladı.
- This house will rent easily.
- Bu ev kolayca kiralanacak.
- We rented a movie.
- Bir film kiraladık.
- Did you rent an apartment?
- Bir daire kiraladın mı?
- He evicted the existing tenants by taking them to court for non-payment of back rent.
- Mevcut kiracıları, kiralarını ödemedikleri gerekçesiyle mahkemeye vererek tahliye etti.
- Tom rented a snowboard.
- Tom bir snowboard kiraladı.
- I'll ask around and see if anyone I know has a room you can rent.
- Tanıdığım birinin kiralayabileceğiniz bir odası var mı diye etrafa soracağım.
- Tom couldn't find anyplace decent to rent.
- Tom kiralayacak iyi bir yer bulamadı.
- We rented a canoe.
- Biz bir kano kiraladık.
- We rented a truck to move our furniture.
- Mobilyamızı taşımak için bir kamyon kiraladık.
- I can't afford to rent a house like this in Tokyo.
- Böyle bir evi Tokyo'da kiralamaya gücüm yetmez.
- Tom rented a place near the campus.
- Tom, kampüsün yakınında bir yer kiraladı.
- Rents will go up next month.
- Kiralar gelecek ay yükselecek.
- We rented a rowboat.
- Bir tekne kiraladık.
- We rent movies all the time.
- Biz filmleri her zaman kiraladık.
- They rented the upstairs room to a student.
- Üst kattaki odayı bir öğrenciye kiraladılar.
- The car I rented from you has a problem.
- Sizden kiraladığım arabada bir sorun var.
- Where can I rent a Halloween costume?
- Cadılar Bayramı kostümünü nereden kiralayabilirim?
- Tom made some extra money by renting one of his rooms to a college student.
- Tom odalarından birini bir üniversite öğrencisine kiralayarak ekstra para kazandı.
- Sami rented the house for Layla.
- Sami evi Layla için kiraladı.
- Is it possible to rent equipment?
- Ekipman kiralamak mümkün mü?
- I'm looking for an apartment to rent.
- Kiralamak için bir apartman dairesi arıyorum.
- Can I rent rackets?
- Raket kiralayabilir miyim?
- The reporter rented an expensive room.
- Muhabir pahalı bir oda kiraladı.
- We rented a canoe.
- Bir kano kiraladık.
- You can rent a boat by the hour.
- Saatlik olarak bir tekne kiralayabilirsiniz.
- This house will rent easily.
- Bu ev kolayca kiralanır.
- I can rent a boat from there.
- Buradan bir bot kiralayabilirim.
- Tom rented a tuxedo for the prom.
- Tom okul balosu için bir smokin kiraladı.
- Tom rents an apartment in Boston.
- Tom Boston'da bir daire kiralıyor.
- We rent the flat.
- Daireyi kiraladık.
- I was thinking of renting something in town.
- Kasabada bir şey kiralamayı düşünüyordum.
- She told me that it was possible to rent a bicycle.
- Bisiklet kiralanabileceğini söyledi bana.
- They rent the car by the hour.
- Onlar saatliğine araba kiraladılar.
- Our rented car broke drown during the journey.
- Kiraladığımız araba yolculuk sırasında bozuldu.
- I'd like to rent a motorboat.
- Bir motorbot kiralamak istiyorum.
- He's renting the room.
- O, odayı kiralıyor.
- We rented the apartment.
- Daireyi kiraladık.
- Do you want to rent your house?
- Evinizi kiralamak mı istiyorsunuz?
- She rents the room to a student for seventy thousand yen a month.
- Odayı ayda yetmiş bin yen karşılığında bir öğrenciye kiralıyor.
- I'd like to rent your most inexpensive car for a week.
- En ucuz arabanızı bir haftalığına kiralamak istiyorum.
- Tom has rented an apartment in Boston.
- Tom Boston'da bir daire kiraladı.
- I'd like to rent your most inexpensive car.
- En ucuz arabanızı kiralamak istiyorum.
- Tom couldn't find anyplace decent to rent.
- Tom kiralayacak düzgün bir yer bulamadı.
- Rents are going up.
- Kiralar artıyor.
- We rented an apartment when we lived in New York.
- New York'ta yaşarken bir apartman dairesi kiraladık.
- I'd like to rent a motorboat.
- Bir motorlu tekne kiralamak istiyorum.
- I want to rent a safety deposit box.
- Bir kiralık kasa kiralamak istiyorum.
- He's renting the room.
- Odayı kiralıyor.
- Tom rented a tuxedo for the prom.
- Tom balo için bir smokin kiraladı.
- This is the house Tom is renting.
- Bu, Tom'un kiraladığı ev.
- Tom rents a three-room apartment.
- Tom üç odalı bir daire kiraladı.
- Tom wants to rent our farm for the next few years.
- Tom önümüzdeki birkaç yıl için çiftlik kiralamak istiyor.
- Tom rented an apartment on Park Street.
- Tom Park Caddesi'nde bir daire kiraladı.
- He rented the garment for the day.
- O gün için bir giysi kiraladı.
- We want to rent an apartment in the city.
- Şehirde bir daire kiralamak istiyoruz.
- I can rent a boat from there.
- Oradan bir tekne kiralayabilirim.
- Sami moved out and rented a small house in Cairo.
- Sami taşındı ve Kahire'de küçük bir ev kiraladı.
- He told me that it was possible to rent a bicycle.
- Bana bisiklet kiralamanın mümkün olduğunu söyledi.
- Tom and Mary rented an apartment on Park Street.
- Tom ve Mary Park Caddesi'nde bir daire kiraladı.
- Why don't we rent bicycles?
- Neden bisiklet kiralamıyoruz?
- Tom rents an apartment on Park Street.
- Tom, Park Caddesi'nde bir daire kiraladı.
- Where can I rent a motorcycle?
- Nereden motosiklet kiralayabilirim?
- Tom rented a place near the campus.
- Tom kampüse yakın bir yer kiraladı.
- Where can I rent a bicycle?
- Nereden bisiklet kiralayabilirim?
- Canoes can be rented locally.
- Kanolar bölgesel olarak kiralanabilir.
- Did you rent an apartment?
- Bir daire mi kiraladın?
- Is there any place around here where I can rent a bicycle?
- Buralarda bisiklet kiralayabileceğim bir yer var mı?
- Rents will go up next month.
- Kiralar gelecek ay artacak.
- We're still looking for a house we can rent.
- Hâlâ kiralayabileceğimiz bir ev arıyoruz.
- Let's rent bicycles over there.
- Şurada bisiklet kiralayalım.
- Fadil rented a hotel room.
- Fadıl bir otel odası kiraladı.
- We rent movies all the time.
- Sürekli film kiralıyoruz.
- That blue car over there is the one I rented.
- Şuradaki mavi araba benim kiraladığım araba.
- Tom is still looking for a house he can rent.
- Tom hala kiralayabileceği bir ev arıyor.
- I was thinking of renting something in town.
- Şehirde bir yer kiralamayı düşünüyordum.
- She rented a four-room apartment.
- Dört odalı daire kiraladı.
- We rented a rowboat.
- Bir kayık kiraladık.
- She told me that it was possible to rent a bicycle.
- Bana bisiklet kiralamanın mümkün olduğunu söyledi.
- Where can I rent a costume?
- Nereden kostüm kiralayabilirim?
- Can you think of anyone who would want to rent my extra room?
- Fazladan odamı kiralamak isteyecek birini düşünebiliyor musun?
- She rented a four-room flat.
- Dört odalı bir daire kiraladı.
- I'd like to see the car before I rent it.
- Kiralamadan önce arabayı görmek isterim.
- Where can I rent a surfboard?
- Nereden sörf tahtası kiralayabilirim?
- He rented an apartment.
- Bir daire kiraladı.
- Tom rented an apartment in Boston.
- Tom Boston'da bir daire kiraladı.
- Tom rented a costume for the party.
- Tom parti için bir kostüm kiraladı.
- I've rented an apartment.
- Bir daire kiraladım.
- I'd like to rent your most inexpensive car for a week.
- Ben bir hafta için en ucuz arabanızı kiralamak istiyorum.
- Tom and Mary rented an apartment on Park Street.
- Tom ve Mary Park Caddesi'nde bir daire kiraladılar.
- I'd like to rent your most inexpensive car.
- En ucuz arabanı kiralamak istiyorum.
- Do you know where I can rent a boat?
- Nerede bir tekne kiralayabileceğimi biliyor musun?
- Tom is still looking for a house to rent.
- Tom hâlâ kiralamak için bir ev arıyor.
- We rented a cabin by a lake.
- Gölün yanında bir kabin kiraladık.
- They rented an apartment.
- Bir daire kiralamışlar.
- Can we rent one of these boats?
- Bu teknelerden birini kiralayabilir miyiz?
- It's expensive to rent an office in downtown Boston.
- Boston şehir merkezinde bir ofis kiralamak pahalı.
- I'd like to rent a bus.
- Bir otobüs kiralamak istiyorum.
- He rented an apartment.
- O bir daire kiraladı.
- I am looking for a house to rent.
- Kiralamak için bir ev arıyorum.
- Tom told me that it was possible to rent a bicycle.
- Tom bana bir bisiklet kiralamanın mümkün olduğunu söyledi.
- Tom rented an apartment near his mother's.
- Tom annesinin yanında bir daire kiraladı.
- I had rented it the day before.
- Ben onu bir gün önce kiralamıştım.
- Tom rents a large four-bedroom house near the sea.
- Tom deniz kenarında dört yatak odalı büyük bir ev kiraladı.
- He rented a tuxedo for the prom.
- Okul balosu için bir smokin kiraladı.
- He rented a tuxedo for the prom.
- Balo için smokin kiraladı.
- I'd like to see the car before I rent it.
- Kiralamadan önce arabayı görmek istiyorum.
- It'll be easy to find someone to rent this house.
- Bu evi kiralayacak birini bulmak kolay olacak.
- The car I rented from you has a problem.
- Sizden kiraladığım arabanın bir sorunu var.
- We rented a truck to move our furniture.
- Mobilyalarımızı taşımak için bir kamyon kiraladık.
- Tom rents a three-room apartment.
- Tom üç odalı bir daire kiralar.
- He rented the garment for the day.
- O, gün için giysi kiraladı.
- Dan rented an apartment above a restaurant.
- Dan bir restoranın üstünde bir daire kiraladı.
- We have rented a cabin by the lake.
- Gölün yanında bir kabin kiraladık.
- Tom rented a suite in one of Boston's most expensive hotels.
- Tom, Boston'un en pahalı otellerinden birinde bir süit kiraladı.
- Is there any place around here that rents bicycles?
- Buralarda bisiklet kiralayan bir yer var mı?
- Tom told me that it was possible to rent a bicycle.
- Tom bana bisiklet kiralamanın mümkün olduğunu söyledi.
- I want to rent this room to a student.
- Bu odayı bir öğrenciye kiralamak istiyorum.
- Dan rented that car from London.
- Dan o arabayı Londra'dan kiraladı.
- Is it possible to rent equipment?
- Ekipman kiralamak mümkün müdür?
- Tom made some extra money by renting one of his rooms to a college student.
- Tom odalarından birini bir üniversite öğrencisine kiralayarak biraz daha fazla para kazandı.
- Tom rents an apartment in Boston.
- Tom Boston'da bir daire kiralamaktadır.
- Tom is still looking for a house to rent.
- Tom hala kiralamak için bir ev arıyor.
- Dan rented an apartment above a restaurant.
- Dan restoranın üstünde bir daire kiraladı.
- Tom and Mary rented John's old house.
- Tom ve Mary, John'un eski evini kiraladılar.
- Tom rented a pair of ice skates.
- Tom bir çift buz pateni kiraladı.
- She rented a four-room flat.
- O, dört odalı bir daire kiraladı.
- They rent the car by the hour.
- Arabayı saatlik kiralıyorlar.
- I wanted to rent a bus.
- Bir otobüs kiralamak istedim.
- I rented a pair of skis.
- Bir çift kayak kiraladım.
- I'd like to rent a two-room apartment.
- İki odalı bir daire kiralamak istiyorum.
- I had rented it the day before.
- Bir gün önce kiralamıştım.
- I wanted to watch a horror movie, but my girlfriend is scared and rented comedy instead.
- Korku filmi izlemek istiyordum ama kız arkadaşım korktuğu için komedi kiraladı.
- I'd like to rent skis and ski boots.
- Kayak ve kayak botu kiralamak istiyorum.
- I want to rent an apartment in Boston.
- Boston'da bir daire kiralamak istiyorum.
- Do you know anybody around here who has a place to rent?
- Buralarda kiralamak için bir yeri olan birini tanıyor musunuz?
- Tom and I rented a rowboat and went rowing.
- Tom ve ben bir sandal kiraladık ve kürek çekmeye gittik.
- Should you buy or rent?
- Satın mı almalısınız yoksa kiralamalı mısınız?
- We need to rent a room for our party.
- Bizim parti için bir yer kiralamalıyız.
- There's nothing wrong with renting.
- Kiralamada bir sorun yok.
- Tom rented a limo for the prom.
- Tom balo için bir limuzin kiraladı.
- We rented an apartment.
- Bir daire kiraladık.
- Tom wants to rent our farm for the next few years.
- Tom önümüzdeki birkaç yıl için çiftliğimizi kiralamak istiyor.
- Tom rented a movie at the video store.
- Tom video dükkanından bir film kiraladı.
- Renting an office in the middle of Boston costs a lot.
- Boston'un ortasında bir ofis kiralamak çok pahalı.
- Can we rent a fishing boat here?
- Burada bir balıkçı teknesi kiralayabilir miyiz?
- We rented a cabin by a lake.
- Göl kenarında bir kulübe kiraladık.
- We rented an apartment when we lived in New York.
- New York'ta yaşarken bir daire kiralamıştık.
Show More (173)
|