| 1 |
reply to |
cevap vermek |
v. |
|
- I should just like to reply to some of the Members' comments.
- Ben sadece Üyelerin bazı yorumlarına cevap vermek istiyorum.
- I could provide in due course a comprehensive reply to the resolution after its formal adoption.
- Kararın resmi olarak kabul edilmesinin ardından kapsamlı bir cevap verebilirim.
- I would like to reply to some of the points raised.
- Dile getirilen bazı hususlara cevap vermek istiyorum.
- Instead of a written reply to this question, could it perhaps be answered verbally next time?
- Bu soruya yazılı cevap vermek yerine, bir dahaki sefere sözlü olarak cevap verilebilir mi?
- I should just like to reply to some of the Members' comments.
- Üyelerin bazı yorumlarına cevap vermek istiyorum.
- Consequently, the Commission is not able to reply to that part of the question from the honourable Member.
- Sonuç olarak Komisyon, Sayın Üyenin sorusunun bu kısmına cevap verememektedir.
- If the President-in-Office of the Council wishes to reply to you in some way, I have no objection.
- Eğer Konsey Dönem Başkanı size bir şekilde cevap vermek isterse buna bir itirazım olmaz.
- I cannot reply to all these details straight away.
- Tüm bu ayrıntılara hemen cevap veremem.
- Thank you for giving me the opportunity to reply to all the Members that have spoken this morning.
- Bu sabah söz alan tüm Üyelere cevap verme fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.
- I wanted to reply to my Bavarian colleague, but he has left the chamber.
- Bavyeralı meslektaşıma cevap vermek istemiştim ama kendisi meclisi terk etti.
- Unfortunately, time does not allow me to reply to each of them individually, as I would have liked.
- Ne yazık ki zaman, istediğim gibi her birine ayrı ayrı cevap vermeme izin vermiyor.
- I will be happy to reply to your questions at the end of the debate.
- Tartışmanın sonunda sorularınıza cevap vermekten mutluluk duyacağım.
- However, I cannot give you a clear reply to that.
- Ancak size bu konuda net bir cevap veremem.
- I shall endeavour to reply to this second point.
- Bu ikinci noktaya cevap vermeye çalışacağım.
- The Council has taken note but is not going to reply to this question.
- Konsey not aldı ancak bu soruya cevap vermeyecek.
- I thank the Minister for his consideration in undertaking to reply to the questions in writing.
- Sorulara yazılı olarak cevap vermeyi taahhüt ettiği için Sayın Bakana teşekkür ediyorum.
- I would now like to reply to some of the comments made this evening.
- Şimdi bu akşam yapılan bazı yorumlara cevap vermek istiyorum.
- I thank the Minister for his consideration in undertaking to reply to the questions in writing.
- Sorulara yazılı olarak cevap vermeyi taahhüt eden Sayın Bakan'a teşekkür ediyorum.
- The President-in-Office of the Council does not consider it appropriate to reply to the following question.
- Konsey Dönem Başkanı aşağıdaki soruya cevap vermeyi uygun görmemektedir.
- I did not reply to your letter as I was too busy.
- Çok meşgul olduğum için mektubunuza cevap vermedim.
- He didn't reply to my letter.
- O, mektubuma cevap vermedi.
- You must reply to that letter.
- O mektuba cevap vermelisiniz.
- I did not reply to your letter as I was too busy.
- Çok meşgul olduğum için mektubunuza cevap veremedim.
- What did he reply to them?
- Onlara ne cevap verdi?
- Tom didn't reply to Mary's email message.
- Tom Mary'nin eposta mesajına cevap vermedi.
- Don't forget to reply to his letter.
- Onun mektubuna cevap vermeyi unutma.
- Should I reply to his letter?
- Mektubuna cevap vermeli miyim?
- Santa didn't reply to Tom's letter.
- Santa Tom'un mektubuna cevap vermedi.
- I could reply to all of them.
- Onların hepsine cevap verebildim.
- I have to reply to this letter.
- Bu mektuba cevap vermeliyim.
- I'm sorry I didn't reply to you sooner.
- Sana daha önce cevap vermediğim için özür dilerim.
- I'm sorry I didn't reply to you sooner.
- Sana daha erken cevap vermediğim için üzgünüm.
- He didn't reply to my letter.
- Mektubuma cevap vermedi.
- Don't forget to reply to her letter.
- Onun mektubuna cevap vermeyi unutma.
- I finally have time to reply to the mail that I have received these past three weeks.
- Son üç haftadır aldığım mektuplara nihayet cevap verecek vaktim oldu.
- You have to reply to the letter.
- Mektuba cevap vermelisin.
- Finally I have time to reply to the mail I received these three weeks.
- Sonunda üç haftadır aldığım mektuplara cevap verecek vaktim oldu.
- Why does she no longer reply to me?
- O neden artık bana cevap vermiyor?
- Please reply to me as soon as possible.
- Lütfen en kısa sürede bana cevap ver.
- I can't reply to your message immediately, since I can't type fast.
- Hızlı yazamadığım için mesajına hemen cevap veremiyorum.
- I can't reply to you immediately.
- Sana hemen cevap veremem.
- Sami didn't reply to Layla.
- Sami Layla'ya cevap vermedi.
- I plan to reply to his letter right away.
- Mektubuna hemen cevap vermeyi planlıyorum.
- I spent all afternoon replying to emails.
- Bütün öğleden sonrayı e-postalara cevap vererek geçirdim.
- I don't know how to reply to that question.
- Bu soruya nasıl cevap vereceğimi bilmiyorum.
- You must reply to that letter.
- O mektuba cevap vermelisin.
- Tom didn't reply to Mary's email message.
- Tom, Mary'nin e-posta mesajına cevap vermedi.
- Sami didn't reply to Layla.
- Sami, Leyla'ya cevap vermedi.
- Please reply to me as soon as possible.
- Lütfen mümkün olan en kısa sürede bana cevap verin.
- Why did she stop replying to me?
- Neden bana cevap vermeyi bıraktı?
- Reply to my message.
- Mesajıma cevap ver.
- I could reply to all of them.
- Hepsine cevap verebilirim.
- I can't reply to your message immediately, since I can't type fast.
- Hızlı yazamadığım için mesajınıza hemen cevap veremiyorum.
- I am happy to reply to your last letter.
- Son mektubunuza cevap vermekten mutluluk duyuyorum.
- She didn't reply to my letter.
- Mektubuma cevap vermedi.
- Santa didn't reply to Tom's letter.
- Noel Baba Tom'un mektubuna cevap vermedi.
Show More (53)
|
| 2 |
reply to |
yanıtlamak |
v. |
|
- Questions Nos 63 to 109 will be replied to in writing.
- 63 ila 109 numaralı sorular yazılı olarak yanıtlanacaktır.
- Questions Nos 30 to 59 will be replied to in writing .
- 30 ila 59 numaralı sorular yazılı olarak yanıtlanacaktır.
- Questions Nos 41 and 42 will be replied to in writing.
- 41 ve 42 numaralı sorular yazılı olarak yanıtlanacaktır.
- Questions Nos 55, 56 and 57 will be replied to in writing.
- 55, 56 ve 57 numaralı sorular yazılı olarak yanıtlanacaktır.
- Questions Nos 25 to 28 will be replied to in writing.
- 25 ila 28 numaralı sorular yazılı olarak yanıtlanacaktır.
- Questions Nos 48 to 50 will be replied to in writing.
- 48 ila 50 numaralı sorular yazılı olarak yanıtlanacaktır.
- In principle, your question will be replied to in writing.
- Prensip olarak sorunuz yazılı şekilde yanıtlanacaktır.
- Questions Nos 54 to 58 will be replied to in writing.
- 54 ila 58 numaralı sorular yazılı olarak yanıtlanacaktır.
- Questions Nos 53 to 60 will be replied to in writing.
- 53 ila 60 numaralı sorular yazılı olarak yanıtlanacaktır.
- Sami replied to Layla's e-mail with pictures.
- Sami, Leyla'nın e-postalarını resimlerle yanıtladı.
- Sami replied to Layla's e-mail.
- Sami, Leyla'nın e-postasını yanıtladı.
- I have to reply to this letter.
- Bu mektubu yanıtlamak zorundayım.
- I am happy to reply to your last letter.
- Son mektubunu yanıtlamaktan mutluyum.
- I finally have time to reply to the mail that I have received these past three weeks.
- Sonunda bu son üç hafta boyunca almış olduğum postaları yanıtlamak için zamanım var.
- I spent all afternoon replying to emails.
- Bütün öğleden sonrayı e-postaları yanıtlayarak geçirdim.
- Tom replied to Mary's email.
- Tom, Mary'nin e-postasını yanıtladı.
- I plan to reply to his letter right away.
- Onun mektubunu hemen yanıtlamayı planlıyorum.
Show More (14)
|
| 3 |
reply to |
yanıt vermek |
v. |
|
- It is not possible for me to reply to your question.
- Sorunuza yanıt vermem mümkün değil.
- Prime Minister Verhofstadt and President Prodi replied to that letter on 28 November.
- Başbakan Verhofstadt ve Başkan Prodi bu mektuba 28 Kasım'da yanıt verdi.
- I would like to reply to some of the points raised.
- Gündeme getirilen bazı hususlara yanıt vermek istiyorum.
- I am sure he would be in a position to provide a more detailed reply to that.
- Eminim kendisi bu konuda daha detaylı bir yanıt verebilecek konumdadır.
- You may reply to it as you see fit, subject to the relevant consultations with the Council's team.
- Konsey ekibiyle ilgili istişarelere tabi olmak kaydıyla uygun gördüğünüz şekilde yanıt verebilirsiniz.
- Why did she stop replying to me?
- Neden bana yanıt vermeyi kesti?
- She didn't reply to my letter.
- Mektubuma yanıt vermedi.
- Why don't you reply to my message?
- Mesajıma neden yanıt vermiyorsun?
- I replied to you.
- Sana yanıt verdim.
- Why didn't you replied to me?
- Neden bana yanıt vermedin?
- Tom didn't reply to Mary's email message.
- Tom, Mary'nin e-posta mesajına yanıt vermedi.
- Reply to my message.
- Mesajıma yanıt ver.
- Why does she no longer reply to me?
- Neden artık bana yanıt vermiyor?
Show More (10)
|
| 4 |
reply to |
cevaplamak |
v. |
|
- Why don't you reply to my message?
- Neden mesajımı cevaplamıyorsun?
- Don't forget to reply to his letter.
- Onun mektubunu cevaplamayı unutma.
- Should I reply to his letter?
- Onun mektubunu cevaplamalı mıyım?
- Don't forget to reply to her letter.
- Onun mektubunu cevaplamayı unutma.
- I don't know how to reply to that question.
- O soruyu nasıl cevaplayacağımı bilmiyorum.
Show More (2)
|
