residue - English Turkish Sentences
English Turkish
residue kalıntı n.
  • The substance left a yellow residue on the bottom of the test tube.
  • Madde test tüpünün dibinde sarı bir kalıntı bıraktı.
  • Indeed the Commission has postponed a number of planned missions in respect of residues.
  • Nitekim Komisyon, kalıntılarla ilgili olarak planlanan bir dizi misyonu erteledi.
  • Indeed the Commission has postponed a number of planned missions in respect of residues.
  • Nitekim Komisyon, kalıntılarla ilgili olarak planlanan bir dizi görevi ertelemiştir.
Show More (15)
residue kalan kısım n.
  • The residue of the land was divided equally among her brothers.
  • Araziden kalan kısım kardeşleri arasında eşit olarak paylaştırıldı.
Show More (-2)