1 |
rewarding |
ödüllendirici |
adj. |
|
- Investing in sustainable energy is costly, but rewarding.
- Sürdürülebilir enerjiye yatırım yapmak maliyetli ancak ödüllendiricidir.
- Secondly, creating a creative and rewarding atmosphere is of the essence, and this will be difficult.
- İkinci olarak yaratıcı ve ödüllendirici bir atmosfer yaratmak çok önemlidir ve bu zor olacaktır.
- Investing in sustainable energy is costly, but rewarding.
- Sürdürülebilir enerjiye yatırım yapmak maliyetlidir ama ödüllendiricidir.
- I like this work because you see the result immediately; it's very rewarding.
- Bu işi seviyorum çünkü sonucu hemen görüyorsunuz; çok ödüllendirici.
- It's very rewarding.
- Bu çok ödüllendirici.
- I found that very rewarding.
- Onu çok ödüllendirici buldum.
- It was one of the most rewarding experiences of my life.
- Hayatımın en ödüllendirici deneyimlerinden biriydi.
- It's a very rewarding feeling.
- Bu çok ödüllendirici bir duygu.
- I found that very rewarding.
- Bunu çok ödüllendirici buldum.
Show More (6)
|
2 |
rewarding |
faydalı |
adj. |
|
- I am sure that we all took away rewarding reading matter during our summer break.
- Eminim ki hepimiz yaz tatilimiz boyunca faydalı okumalar yaptık.
- It was a very rewarding experience.
- O çok faydalı bir deneyimdi.
- It was a very rewarding experience.
- Çok faydalı bir deneyimdi.
- I found that very rewarding.
- Onu çok faydalı buldum.
Show More (1)
|
3 |
rewarding |
çabalara değen |
adj. |
|
- Bodybuilding is a hobby that is rewarding in the long term.
- Vücut geliştirme uzun vadede çabanıza değecek bir hobidir.
Show More (-2)
|
4 |
rewarding |
değerli |
adj. |
|
- It was one of the most rewarding experiences of my life.
- Yaşamımın en değerli deneyimlerinden biriydi.
Show More (-2)
|