rolling - English Turkish Sentences
English Turkish
rolling yuvarlanan adj.
  • The kitten loved to chase rolling coins.
  • Kedi yavrusu yuvarlanan paraları kovalamaya bayılırdı.
  • I can help get the ball rolling.
  • Topun yuvarlanmasına yardım edebilirim.
  • The kitten loved to chase rolling coins.
  • Kedi yavrusu yuvarlanan sikkeleri kovalamayı severdi.
Show More (0)
rolling yükselen adj.
  • We are enjoying the view of the rolling mountains.
  • Yükselen dağların manzarasının tadını çıkarıyoruz.
Show More (-2)
rolling tekrar eden adj.
  • They were successful because of the rolling campaign.
  • Tekrar eden kampanya sayesinde başarılı oldular.
Show More (-2)