run-in - English Turkish Sentences
English Turkish
run-in münakaşa n.
  • The politician had a heated run-in with a journalist.
  • Politikacı bir gazeteciyle hararetli bir münakaşa yaşadı.
Show More (-2)
run-in tartışma n.
  • Tom had a run-in with his boss.
  • Tom patronuyla tartıştı.
Show More (-2)