|
- In many Member States schools organise important voluntary activities after the official school day has ended.
- Birçok Üye Devlette okullar, resmi okul günü sona erdikten sonra önemli gönüllü faaliyetler düzenlemektedir.
- Schools in many Member States organise important optional activities after the school day has officially finished.
- Birçok Üye Devletteki okullar, okul günü resmi olarak bittikten sonra önemli isteğe bağlı etkinlikler düzenlemektedir.
- I regret having been idle in my school days.
- Okul günlerimde boş durduğum için pişmanım.
- I regret having been idle in my school days.
- Okul günlerimde avare olduğum için pişmanım.
- The girl's name reminds me of my happy school days.
- Kızın adı bana mutlu okul günlerimi hatırlatıyor.
- She looked back on her school days.
- Okul günlerine geri döndü.
- The picture reminds me of my school days.
- Resim bana okul günlerimi hatırlatıyor.
- Tom's school day is divided into six periods.
- Tom'un okul günü altı periyoda bölünmüştür.
- Tom says that recess is the best part of the school day.
- Tom teneffüsün okul gününün en iyi kısmı olduğunu söylüyor.
- In his autobiography, he repeatedly refers to his unhappy school days.
- Otobiyografisinde, tekrar tekrar mutsuz okul günlerinden bahsediyor.
- His school day is divided into six periods.
- Okul günü altı periyoda bölünmüştür.
- My father often told us about his school days.
- Babam bize sık sık okul günlerini anlatırdı.
- Tom found an old book in the attic going back to his school days.
- Tom tavan arasında okul günlerine ait eski bir kitap buldu.
- This song always reminds me of my school days.
- Bu şarkı bana hep okul günlerimi hatırlatıyor.
- The picture reminds me of my school days.
- Bu resim bana okul günlerimi anımsatıyor.
- I regret having been idle in my school days.
- Okul günlerimde boşa vakit geçirdiğim için pişmanım.
- This album reminds me of my happy school days.
- Bu albüm bana mutlu okul günlerimi hatırlatıyor.
- In his autobiography, he repeatedly refers to his unhappy school days.
- Öz yaşam öyküsünde, defalarca mutsuz okul günlerinden bahsediyor.
- I used to go fishing in my school days.
- Okul günlerimde balık tutmaya giderdim.
- This song always reminds me of my school days.
- Bu şarkı bana hep okul günlerimi hatırlatır.
- He was very happy in his school days.
- Okul günlerinde çok mutluydu.
- I regret having been idle in my school days.
- Okul günlerimde tembel olduğum için pişmanım.
- In his autobiography, he repeatedly refers to his unhappy school days.
- Otobiyografisinde sürekli olarak mutsuz okul günlerinden bahsediyor.
- She looked back on her school days.
- Okul günlerini hatırladı.
- I cannot look at this photo without being reminded of my school days.
- Bu fotoğrafa bakıp da okul günlerimi hatırlamadan edemiyorum.
- My father often told us about his school days.
- Babam bize sık sık okul günlerini anlattı.
- The picture reminds me of my happy school days.
- Bu resim bana mutlu okul günlerimi hatırlatıyor.
- I reflected on my happy school days.
- Mutlu okul günlerimi düşündüm.
- I never see this album without remembering my school days.
- Bu albümü görünce okul günlerimi hatırlamadan edemiyorum.
- This melody reminds me of my school days.
- Bu melodi bana okul günlerimi hatırlatıyor.
- We have not seen each other since our school days.
- Okul günlerimizden beri birbirimizi görmedik.
- The girl's name reminds me of my happy school days.
- Kızın ismi bana mutlu okul günlerimi anımsatıyor.
- Tom found an old book in the attic going back to his school days.
- Tom çatı katında kendini okul günlerine götüren eski bir kitap buldu.
Show More (30)
|
