1 |
sheer |
tam |
adj. |
|
- It would be sheer folly to believe a Council of 25 members could ever reach unanimous agreement.
- Yirmi beş üyeden oluşan bir Konsey'in oybirliğiyle bir anlaşmaya varabileceğine inanmak tam anlamıyla ahmaklık olur.
- It would be sheer folly to believe a Council of 25 members could ever reach unanimous agreement.
- Yirmi beş üyeden oluşan bir Konseyin oy birliğiyle bir anlaşmaya varabileceğine inanmak tam anlamıyla ahmaklık olur.
- Surely, the way in which transport in Europe is organised is sheer madness.
- Avrupa'da ulaşımın bu şekilde organize edilmesi tam anlamıyla bir çılgınlıktır.
- To my mind, the European Union's self-appointed position as the guardian of human rights is sheer hypocrisy.
- Bana göre, Avrupa Birliği'nin kendini insan haklarının koruyucusu olarak görmesi tam bir ikiyüzlülüktür.
- It was sheer torture.
- Tam bir işkenceydi.
- It is a sheer waste of time.
- Tam bir zaman kaybı.
- Chocolate and strawberries eaten together is sheer heaven.
- Çikolata ve çileğin birlikte yenmesi tam bir cennettir.
- It's sheer madness.
- Bu tam bir delilik.
Show More (5)
|
2 |
sheer |
tamamen |
adv. |
|
- The report's talk of smooth cooperation is sheer nonsense, legally speaking.
- Raporun pürüzsüz işbirliğinden bahsetmesi ise hukuki açıdan tamamen saçmalıktır.
- The report's talk of smooth cooperation is sheer nonsense, legally speaking.
- Raporun sorunsuz işbirliğinden bahsetmesi yasal açıdan tamamen saçmalıktır.
- It was sheer coincidence that Mary and I were on the same train.
- Mary ve benim aynı trende olmamız, tamamen bir tesadüftü.
- About half of everything he says is sheer fiction.
- Söylediği her şeyin yaklaşık yarısı tamamen kurgu.
- This is sheer nonsense.
- Bu tamamen saçmalık.
Show More (2)
|
3 |
sheer |
düpedüz |
adv. |
|
- It is a sheer waste of time.
- Düpedüz zaman kaybı.
- It was sheer torture.
- Bu düpedüz işkenceydi.
Show More (-1)
|
4 |
sheer |
katıksız |
adj. |
|
- In fact, what really strikes me here is the large element of sheer hypocrisy.
- Aslında burada dikkatimi çeken şey, katıksız ikiyüzlülüğün büyük bir unsur olması.
Show More (-2)
|