|
- Tom had a very sheltered upbringing.
- Tom'un çok korunaklı bir yetiştirilme tarzı vardı.
- Tom lived a sheltered life.
- Tom korunaklı bir hayat yaşadı.
- Tom has led a sheltered life.
- Tom korunaklı bir hayat sürdü.
- Animals in captivity live long, sheltered lives, whereas in the wild they are in constant danger of being eaten alive.
- Esaret altındaki hayvanlar uzun ve korunaklı hayatlar yaşarken, vahşi doğadayken canlı canlı yenme tehlikesiyle sürekli karşı karşıyadırlar.
- Tom lives a sheltered life.
- Tom korunaklı bir hayat yaşıyor.
- Tom lived a sheltered life.
- Tom korunaklı bir hayat yaşıyordu.
Show More (3)
|