| 1 |
shush |
susturmak |
v. |
|
- The librarian shushed the students.
- Kütüphaneci öğrencileri susturdu.
- The judge raised his hand to shush Tom.
- Hakim, Tom'u susturmak için elini kaldırdı.
- Tom started to say something, but Mary shushed him.
- Tom bir şey söylemeye başladı ama Mary onu susturdu.
- The judge raised his hand to shush Tom.
- Yargıç Tom'u susturmak için elini kaldırdı.
Show More (1)
|
| 2 |
shush |
(susturmak amacıyla) şşşt |
exclam. |
|
- "Shush," whispered the parent to the giggling child.
- Ebeveyn kıkırdayan çocuğuna "Şşşt," dedi.
Show More (-2)
|
