1 |
sketchy |
kabataslak |
adj. |
|
- The 2002 budget guidelines seem too sketchy on the cost of enlargement.
- 2002 bütçe kılavuzları, genişlemenin maliyeti konusunda çok kabataslak görünmektedir.
- Details are sketchy.
- Detaylar kabataslak.
Show More (-1)
|
2 |
sketchy |
yarım yamalak |
adj. |
|
- If a political candidate avoids going into detail about her political views, you might say her platform is sketchy.
- Bir siyasi aday siyasi görüşleri hakkında ayrıntıya girmekten kaçınıyorsa, platformunun yarım yamalak olduğunu söyleyebilirsiniz.
- Details are sketchy.
- Ayrıntılar yarım yamalak.
Show More (-1)
|
3 |
sketchy |
şüpheli |
adj. |
|
- Sami is acting really sketchy.
- Sami çok şüpheli davranıyor.
Show More (-2)
|