|
- The cattle were sent to the nearby slaughterhouse.
- Sığırlar yakındaki mezbahaya gönderildi.
- We must move towards regionalisation of the production chain with small, clean slaughterhouses.
- Üretim zincirinin küçük, temiz mezbahalarla bölgeselleştirilmesine doğru ilerlemeliyiz.
- We do have large slaughterhouses in Europe, but we also have a host of small butcher's shops.
- Avrupa'da büyük mezbahalarımız var ama aynı zamanda çok sayıda küçük kasap dükkânımız da var.
- This also applies to the inhuman transport of live animals to slaughterhouses.
- Bu aynı zamanda canlı hayvanların mezbahalara insanlık dışı bir şekilde taşınması için de geçerlidir.
- Proper slaughterhouses must be set up everywhere, so as to restrict transport.
- Nakliyeyi kısıtlamak için her yerde uygun mezbahalar kurulmalıdır.
- Tom's mobile slaughterhouse was quickly shut down by the local authorities.
- Tom'un seyyar mezbahası yerel yetkililer tarafından hemen kapatıldı.
- Sami's apartment looked like a slaughterhouse.
- Sami'nin dairesi mezbahaya benziyordu.
- I would abolish all slaughterhouses, if I could.
- Elimde olsa bütün mezbahaları kaldırırdım.
- I would abolish all slaughterhouses, if I could.
- Elimde olsa bütün mezbahaları kapatırdım.
- Sami's apartment looked like a slaughterhouse.
- Sami'nin dairesi bir mezbaha gibi görünüyordu.
Show More (7)
|