| 1 |
slot |
yuva |
n. |
|
- Please insert the disk into the drive slot.
- Lütfen diski sürücü yuvasına yerleştirin.
- You plugged the SATA cable to a different slot.
- SATA kablosunu farklı bir yuvaya takmışsın.
- You plugged the SATA cable to a different slot.
- Sen SATA kablosunu farklı bir yuvaya taktın.
Show More (0)
|
| 2 |
slot |
yer |
n. |
|
- I would therefore urge you to give this issue a more appropriate slot on the agenda.
- Bu nedenle sizden bu konuya gündemde daha uygun bir yer vermenizi rica ediyorum.
- I would therefore urge you to give this issue a more appropriate slot on the agenda.
- Dolayısıyla bu konuya gündemde daha uygun bir yer vermenizi rica ediyorum.
Show More (-1)
|
| 3 |
slot |
yerleştirmek |
v. |
|
- Emma slotted a cassette into the cassette player.
- Emma kaset çalara bir kaset yerleştirdi.
Show More (-2)
|
| 4 |
slot |
zaman dilimi |
n. |
|
- The 7 o'clock time slot on the TV is usually filled with the news.
- Televizyonda saat 7'ye denk gelen zaman dilimi genellikle haberlerle doludur.
Show More (-2)
|
| 5 |
slot |
boşluk |
n. |
|
- If Sabena cannot fill those slots then others should be allowed to use them.
- Sabena bu boşlukları dolduramazsa başkalarının kullanmasına izin verilmelidir.
Show More (-2)
|
| 6 |
slot |
dilim |
n. |
|
- The network is moving your show to another time slot.
- Kanal, programınızı başka bir zaman dilimine taşıyor.
Show More (-2)
|
