smear - English Turkish Sentences
English Turkish
smear sürmek v.
  • John smeared the face mask on his face.
  • John yüz maskesini yüzüne sürdü.
  • The child smeared all the walls with her oily hands.
  • Çocuk yağlı ellerini hep duvarlara sürmüş.
Show More (-1)
smear leke (yağlı/yapışkan bir şeyin yaptığı) n.
  • The coals left a black smear on his clothes.
  • Kömürler kıyafetlerinde siyah bir leke bıraktı.
Show More (-2)
smear simir n.
  • The doctor will make a smear test for a cancer check.
  • Doktor kanser kontrolü için simir testi yapacaktır.
Show More (-2)
smear karalama n.
  • The story about the bribery turned out to be a smear.
  • Rüşvetle ilgili hikayenin bir karalama olduğu ortaya çıktı.
Show More (-2)
smear karalamak v.
  • The gang tried to smear the chief police with false accusations by bribing a local newspaper.
  • Çete, yerel bir gazeteye rüşvet vererek polis şefini asılsız suçlamalarla karalamaya çalıştı.
Show More (-2)
smear lekelemek v.
  • Half of the letter was smeared by his sweaty hand.
  • Mektubun yarısı adamın terleyen elinden lekelenmişti.
Show More (-2)