sooner - English Turkish Sentences
English Turkish
sooner daha önce/erken adv.
  • You will receive a mail from us within a month, if not sooner.
  • Bir ay veya daha kısa bir süre içinde bizden bir posta alacaksınız.
  • Why didn't you come to see me sooner?
  • Neden beni daha önce görmeye gelmedin?
  • Why didn't you tell me about it sooner?
  • Neden bana ondan daha önce bahsetmedin?
Show More (76)
sooner daha çabuk adv.
  • Young people adapt themselves to something sooner than old people.
  • Gençler, kendilerini bir şeye yaşlı insanlardan daha çabuk adapte ederler.
  • Girls walk sooner than boys.
  • Kızlar erkeklerden daha çabuk yürürler.
  • What will a child learn sooner than a song?
  • Bir çocuk bir şarkıdan daha çabuk ne öğrenir?
Show More (6)
sooner çabuk adv.
  • The sooner Zimbabwe is rid of them the better for that wonderful country and the better for its people.
  • Zimbabve onlardan ne kadar çabuk kurtulursa, bu harika ülke ve halkı için o kadar iyi olur.
  • The sooner we get a conclusion, the better.
  • Ne kadar çabuk bir sonuca varırsak o kadar iyi.
  • They swim together and the sooner we work that out the better.
  • Birlikte yüzüyorlar ve bunu ne kadar çabuk çözersek o kadar iyi.
Show More (4)