1 |
sooner or later |
er geç |
adv. |
|
- Tom knew it would happen sooner or later.
- Tom bunun er geç olacağını biliyordu.
- Sooner or later, she will appear.
- O er geç ortaya çıkacak.
- He will notice sooner or later.
- Er geç farkına varacak.
- He will arrive sooner or later.
- O, er geç gelecektir.
- I knew you'd come back sooner or later.
- Er geç geri döneceğini biliyordum.
- We will return sooner or later.
- Er geç döneceğiz.
- She will notice sooner or later.
- Er geç farkına varacak.
Show More (4)
|
2 |
sooner or later |
er veya geç |
adv. |
|
- Sooner or later, everyone will know all your secrets.
- Herkes er veya geç senin bütün sırlarını öğrenecek.
- Sooner or later everyone dies.
- Er veya geç herkes ölür.
- Sooner or later, the truth will come out.
- Er veya geç gerçek ortaya çıkacak.
- Sooner or later, this happens to everyone.
- Er veya geç, bu herkesin başına gelir.
- Sooner or later it happens to everyone.
- Er veya geç herkesin başına gelir.
Show More (2)
|
3 |
sooner or later |
eninde sonunda |
adv. |
|
- Sooner or later, he will master French.
- Eninde sonunda Fransızcayı iyice öğrenecek.
- We'll find him sooner or later.
- Biz eninde sonunda onu bulacağız.
- He will regret it sooner or later.
- Eninde sonunda pişman olacak.
- I'll find him sooner or later.
- Ben onu eninde sonunda bulacağım.
Show More (1)
|