|
- BSE is a degenerative disease which does not cause sudden death anyway.
- BSE zaten ani ölüme neden olmayan dejeneratif bir hastalıktır.
- Due to the sudden death of his father, he abandoned his plans of living outside the country.
- Babasının ani ölümü nedeniyle, ülke dışında yaşama planlarından vazgeçti.
- His sudden death was a tragedy.
- Ani ölümü bir trajediydi.
- The sudden death of his brother surprised them.
- Kardeşinin ani ölümü onları şaşırttı.
- We were greatly surprised at the news of his sudden death.
- Ani ölüm haberi bizi çok şaşırttı.
- I was beside myself when I heard the news of my father's sudden death.
- Babamın ani ölüm haberini duyduğumda kendimi kaybetmiştim.
- I was numbed by her sudden death.
- Onun ani ölümüyle donakaldım.
- I was beside myself when I heard the news of my father's sudden death.
- Babamın ani ölüm haberini duyunca çılgına dönmüştüm.
- The sudden death of his brother surprised them.
- Erkek kardeşinin ani ölümü onları şaşırttı.
- He gave up going abroad to study because of his father's sudden death.
- Babasının ani ölümü nedeniyle okumak için yurtdışına gitmekten vazgeçti.
- He gave up going abroad to study because of his father's sudden death.
- Babasının ani ölümü nedeniyle, eğitim için yurtdışına gitmekten vazgeçti.
- I was numbed by her sudden death.
- Onun ani ölümü beni uyuşturdu.
- We were quite shocked by her sudden death.
- Ani ölümü bizi çok şaşırttı.
- The news of his sudden death was like thunder on a sunny day.
- Ani ölüm haberi güneşli bir günde gök gürültüsü gibiydi.
Show More (11)
|
