the natural - Turkish English Dictionary

the natural

Meanings of "the natural" in Turkish English Dictionary : 71 result(s)

English Turkish
Common Usage
natural adj. doğuştan
She is a natural musician.
O, doğuştan müzisyen.

More Sentences
natural adj. doğal
This is only natural, on account of the rule of law being prioritised with good reason.
Hukukun üstünlüğüne haklı olarak öncelik verildiği için bu doğaldır.

More Sentences
General
natural adj. doğuştan
She's a natural.
Doğuştan yetenekli.

More Sentences
natural adj. doğal
This should basically be easy, as the UN and the EU are natural allies.
BM ve AB doğal müttefikler olduğu için bu temelde kolay olmalıdır.

More Sentences
Common Usage
natural adj. tabii
natural adj. natürel
General
natural n. doğuştan hünerli kimse
natural n. afro saç stili
natural n. doğal ürün
natural n. geri zekalı kimse
natural n. muhakeme gücünden yoksun kimse
natural n. (bir şeye) doğuştan kabiliyetli kimse
natural n. başarılı olması çok muhtemel seçim
natural n. adeta biçilmiş kaftan
natural adj. yapmacıksız
natural adj. asıl
natural adj. fıtri
natural adj. natürel
natural adj. hılki
natural adj. doğuştan olan
natural adj. normal
natural adj. cibilli
natural adj. olağan
natural adj. suni olmayan
natural adj. tabiata uygun
natural adj. doğaya değgin
natural adj. asli
natural adj. doğuştan gelen ahlak ve adalet duygusuna dayalı
natural adj. kan bağıyla bağlı
natural adj. öz (üvey olmayan)
natural adj. zararsız
natural adj. kötü amaçlı olmayan
natural adj. istisnai olmayan
natural adj. medeniyetin henüz etkilemediği
natural adj. ilkel
natural adj. kaba saba
natural adj. işlenmemiş
natural adj. afro stili (saç)
natural adj. doğal bilimlere ait
natural adj. maddesel
natural adj. fiziksel
natural adj. gayrimeşru
natural adj. kaba saba
natural adj. yontulmamış
natural adj. öz (baba/anne)
natural adj. üvey değil
Mechanic
natural tabii
Dyeing
natural adj. soluk ten rengi veya grimsi sarı renkte olan
natural adj. yapay olarak boyanmamış veya renklendirilmemiş
Math
natural adj. sıfır dahil pozitif tamsayılarla ilgili
Biology
natural adj. kendiliğinden büyüyen/gelişen
Religious
natural adj. ahlaken olgunlaşmamış
natural adj. günahkar
Sport
natural n. (bilardoda) kolayca deliğe girebilecek atış
natural n. (boğa güreşinde) pelerin sol elde tutularak yapılan bir tür manevra
Card
natural adj. joker olmayan
natural adj. joker içermeyen
natural adj. (briçte) alışılmışın dışında
Wagering
natural n. bazı kart ve zar oyunlarında hemen kazanacağı belirli olan kombinasyon
natural n. kumarda 7 ya da 11 getirerek kazanma
natural n. bakara oyununda 8 veya 9 getirme
Music
natural n. natürel
natural n. öncesinde gelen diyez veya bemolü iptal etmek için nota önüne konan işaret
natural n. natürel işaretinin doğal sesine döndürdüğü nota
natural adj. enstrüman yardımı olmadan üretilen (ses)
natural adj. falseto olmayan (ses)
natural adj. diyezsiz
natural adj. bemolsüz
natural piyanonun beyaz tuşu
Archaic
natural adj. doğuştan budala
Slang
natural adj. gayrimeşru (çocuk)

Meanings of "the natural" with other terms in English Turkish Dictionary : 25 result(s)

English Turkish
General
the natural sciences n. doğal bilimler
the natural consequence of n. olağan sonucu
the natural result of n. olağan sonucu
the town embraced by the natural beauties and the historical cities n. doğal güzellikler ve tarihi kentlerin kucakladığı belde
upset the natural balance v. doğal dengeyi bozmak
protect the natural resources v. doğal kaynaklarıı korumak
Idioms
beat the natural stuffing out of someone v. birisini öldüresiye dövmek
beat the natural stuffing out of someone v. birisini çok kötü benzetmek
kick the natural stuffing out of someone v. birisini eşek sudan gelinceye kadar dövmek
beat the natural stuffing out of someone v. birisini eşek sudan gelinceye kadar dövmek
kick the natural stuffing out of someone v. birisini çok kötü benzetmek
kick the natural stuffing out of someone v. birisini öldüresiye dövmek
Law
principle of the natural judge n. doğal yargıç ilkesi
Politics
convention on the conservation of european wildlife and natural habitats n. avrupa tabii hayatını bitki ve hayvanların yaşadığı yerleri koruma altına alınmasına dair sözleşme
committee on the conservation of natural habitats and of wild fauna and flora n. doğal yaşam ortamlarının ve yabani hayvan ve bitki türlerinin korunması komitesi
Institutes
the ministry of energy and natural resources n. enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı
undersecretariat of the ministry of energy and natural resources n. müsteşarlık
the turkish foundation for combating erosion reforestation and the protection of natural habitats n. türkiye erozyonla mücadele ağaçlandırma ve doğal varlıkları koruma vakfı (tema)
Technical
natural vibration frequency of the foundation n. temelin doğal titreşim frekansı
natural of the soil n. zemin şartları
natural of the soil n. zemin karakteri
Education
natural history of the earth n. doğa tarihi
Environment
the natural environment and human impact n. doğal çevre ve insan etkisi
the turkish foundation for combating soil erosion for reforestation and the protection of natural habitats n. türkiye erozyonla mücadele ağaçlandırma ve doğal kaynakları koruma vakfı
the turkish foundation for combating soil erosion for reforestation and the protection of natural habitats n. türkiye erozyonla mücadele ağaçlandırma ve doğal varlıkları koruma vakfı