torture - English Turkish Sentences
English Turkish
torture işkence n.
  • Naturally, our contemporary experience has taught that any confession can be extracted under torture.
  • Doğal olarak, çağdaş deneyimlerimiz işkence altında her türlü itirafın alınabileceğini öğretti.
  • Cases of torture, disappearances and extra-judicial executions are recorded regularly.
  • İşkence, kayıp ve yargısız infaz vakaları düzenli olarak kaydedilmektedir.
  • The other form of torture quite clearly seeks to destroy and break people.
  • İşkencenin diğer biçimi ise oldukça açık bir şekilde insanları yok etmeyi ve mahvetmeyi amaçlamaktadır.
Show More (60)
torture işkence etmek v.
  • It is completely unacceptable to torture animals in order to, supposedly, improve ourselves.
  • Sözde kendimizi geliştirmek için hayvanlara işkence etmek tamamen kabul edilemez.
  • A state that kills and tortures should never have international legitimacy.
  • Öldüren ve işkence eden bir devlet asla uluslararası meşruiyete sahip olmamalıdır.
  • Then stop torturing yourself, because we'll never know why.
  • O zaman kendine işkence etmeyi bırak, çünkü nedenini asla bilemeyeceğiz.
Show More (16)
torture işkence yapmak v.
  • Why should international conventions apply to everyone except Israel, which is carrying out illegal arrests and torture?
  • Neden uluslararası sözleşmeler, yasadışı tutuklamalar ve işkence yapan İsrail dışında herkes için geçerli olsun?
  • The Spanish Government has pardoned them, so they can torture with impunity in Spain.
  • İspanyol Hükûmeti onları affetti, böylece İspanya'da hiçbir ceza almadan işkence yapabiliyorlar.
  • The Spanish Government has pardoned them, so they can torture with impunity in Spain.
  • İspanyol Hükümeti onları affetti, böylece İspanya'da cezasız bir şekilde işkence yapabiliyorlar.
Show More (14)
torture eziyet etmek v.
  • Then stop torturing yourself, because we'll never know why.
  • Öyleyse kendine eziyet etme çünkü sebebini asla bilemeyeceğiz.
Show More (-2)