tract - English Turkish Sentences
English Turkish
tract toprak n.
  • We still have a vast tract of land to cultivate.
  • Halen ekilecek geniş bir arazi toprağımız var.
Show More (-2)
tract risale n.
  • The father read a tract about the cardinal sins.
  • Baba büyük günahlarla ilgili bir risale okudu.
Show More (-2)
tract bölge n.
  • Secondly, at the end of 1999 unbelievable storms raged bringing death and destruction to vast tracts of the EU.
  • İkinci olarak, 1999 yılının sonunda kopan inanılmaz fırtınalar AB'nin geniş bölgelerine ölüm ve yıkım getirmiştir.
Show More (-2)