| 1 |
unlock |
kilidini açmak |
v. |
|
- They unlocked them, took off the rope that was binding them and then 20 minutes later they were locked and bound again.
- Kapıların kilidini açtılar, onları bağlayan ipi çıkardılar ve 20 dakika sonra tekrar kilitlenip bağlandılar.
- We need to do the exercise to unlock the carbon and break down the fat in the first place.
- Karbonun kilidini açmak ve ilk etapta yağı parçalamak için egzersiz yapmamız gerekir.
- Tom unlocked the safe.
- Tom kasanın kilidini açtı.
- Tom took a key out of his pocket and unlocked the door.
- Tom cebinden bir anahtar aldı ve kapının kilidini açtı.
- Tom unlocked the door for Mary.
- Tom Mary için kapının kilidini açtı.
- They unlocked the door.
- Kapının kilidini açtılar.
- I need you to unlock my computer.
- Bilgisayarımın kilidini açmana ihtiyacım var.
- I unlocked the safe.
- Kasanın kilidini açtım.
- Tom unlocked the drawer.
- Tom çekmecenin kilidini açtı.
- Tom took his key out of his pocket and unlocked the car.
- Tom cebinden anahtarını çıkardı ve arabanın kilidini açtı.
- Tom couldn't unlock the door because he had the wrong key.
- Tom kapının kilidini açamadı çünkü yanlış anahtar vardı.
- Layla tried to unlock her seat belt.
- Leyla emniyet kemerinin kilidini açmaya çalıştı.
- I unlocked the door.
- Kapının kilidini açtım.
- Tom unlocked the front gate.
- Tom ön kapının kilidini açtı.
- Tom took his key out of his pocket and unlocked the car.
- Tom anahtarı cebinden çıkardı ve arabanın kilidini açtı.
- I unlocked the door and walked into the room.
- Kapının kilidini açtım ve odaya girdim.
- Slide to unlock.
- Kilidi açmak için kaydırın.
- Tom unlocked the door and entered the office.
- Tom kapının kilidini açtı ve ofise girdi.
- Tom unlocked his office door.
- Tom ofis kapısının kilidini açtı.
- Tom has unlocked the door.
- Tom kapının kilidini açtı.
- Tom unlocked the cage.
- Tom kafesin kilidini açtı.
- Tom broke the door window, reached inside, unlocked the door and got into the car.
- Tom kapı camını kırdı, içeriye girdi, kapının kilidini açtı ve arabaya bindi.
- Tom got out of his car and unlocked the gate.
- Tom arabasından indi ve kapının kilidini açtı.
- Tom broke the door window, reached inside, unlocked the door and got into the car.
- Tom kapının camını kırdı, içeri uzandı, kapının kilidini açtı ve arabaya bindi.
- Someone unlocked the door.
- Birisi kapının kilidini açmış.
- Tom unlocked the gate.
- Tom kapının kilidini açtı.
- I unlocked the cage.
- Ben kafesin kilidini açtım.
- Tom pulled a key out of his pocket and unlocked the door.
- Tom cebinden bir anahtar çıkardı ve kapının kilidini açtı.
- What does this key unlock?
- Bu anahtar neyin kilidini açıyor?
- I can't get this door unlocked.
- Bu kapının kilidini açamıyorum.
- Tom went to unlock the door, but found that it was already unlocked.
- Tom kapının kilidini açmaya gitti, ama çoktan açılmış olduğunu gördü.
- Tom unlocked the closet.
- Tom dolabın kilidini açtı.
- Tom unlocked the door for Mary.
- Tom, Mary için kapının kilidini açtı.
- I unlocked the cage and let the rabbits out.
- Kafesin kilidini açtım ve tavşanların dışarı çıkmasına izin verdim.
- Tom tried to unlock the door.
- Tom kapının kilidini açmaya çalıştı.
- Tom unlocked the door and went inside.
- Tom kapının kilidini açtı ve içeri girdi.
- I unlocked the cage and let the rabbits out.
- Kafesin kilidini açtım ve tavşanları dışarı saldım.
- Tom unlocked his briefcase.
- Tom evrak çantasının kilidini açtı.
- Tom unlocked the front door.
- Tom ön kapının kilidini açtı.
- Tom unlocked his car.
- Tom arabasının kilidini açtı.
- Tom unlocked his car and got in.
- Tom arabasının kilidini açtı ve bindi.
- I unlocked the gate.
- Kapının kilidini açtım.
- Tom fished a key out of his pocket and unlocked the door.
- Tom cebinden bir anahtar çıkardı ve kapının kilidini açtı.
- I unlocked the cage.
- Kafesin kilidini açtım.
- Tom couldn't get the door unlocked.
- Tom kapının kilidini açamadı.
- Tom unlocked the door, and then stepped aside to let Mary enter first.
- Tom kapının kilidini açtı ve sonra Mary'nin girmesi için kenara çekildi.
- The guard unlocked the cell door.
- Gardiyan hücre kapısının kilidini açtı.
- Tom unlocked the door.
- Tom kapının kilidini açtı.
Show More (45)
|
| 2 |
unlock |
açmak |
v. |
|
- Our proximity policy must be attractive, unlocking new prospects and bringing mutual benefits.
- Yakınlık politikamız cazip olmalı, yeni beklentilerin önünü açmalı ve karşılıklı fayda sağlamalıdır.
- Unlock the door, activate the alarm, or access climate controls - all from a distance.
- Kapıyı açabiliyor, alarmı etkinleştirebiliyor ve klima denetimlerine erişebiliyorsunuz; hem de tamamen uzaktan.
- I asked Tom to unlock the door.
- Tom'dan kapıyı açmasını istedim.
- I didn't unlock that door.
- O kapıyı ben açmadım.
- I need to unlock this door.
- Bu kapıyı açmam gerek.
- I asked him to unlock the door.
- Ondan kapıyı açmasını istedim.
- Tom unlocked the car door.
- Tom arabanın kapısını açtı.
- I asked her to unlock the door.
- Ondan kapıyı açmasını rica ettim.
- I unlocked the door and walked into the room.
- Kapıyı açtım ve odaya girdim.
- Tom got out of his car and unlocked the gate.
- Tom arabadan indi ve kapıyı açtı.
- Tom unlocked his briefcase.
- Tom evrak çantasını açtı.
- Tom unlocked the door and went in.
- Tom kapıyı açtı ve içeri girdi.
- Tom unlocked the door and entered the office.
- Tom kapıyı açtı ve ofise girdi.
- Tom unlocked the door, and then stepped aside to let Mary enter first.
- Tom kapıyı açtı ve ilk Mary'nin girmesi için bir adım kenara çekildi.
- Tom pulled out his keys, but then noticed that the door had already been unlocked.
- Tom anahtarlarını çıkardı ama sonra kapının çoktan açılmış olduğunu fark etti.
- I need to unlock this door.
- Bu kapıyı açmam lazım.
- Tom unlocked the cage.
- Tom kafesi açtı.
- I need to unlock this door.
- Bu kapıyı açmalıyım.
- Tom took his key out of his pocket and unlocked the door.
- Tom cebinden anahtarını çıkardı ve kapıyı açtı.
- I asked her to unlock the door.
- Ondan kapıyı açmasını istedim.
- Will that key unlock this drawer?
- O anahtar bu çekmeceyi açar mı?
- Tom pulled a key out of his pocket and unlocked the door.
- Tom cebinden bir anahtar çıkardı ve kapıyı açtı.
- I did not unlock that door.
- O kapıyı açmadım.
- Do you know how to unlock this door?
- Bu kapının kilidini nasıl açacağını biliyor musun?
- Mary took her key out of her purse and unlocked the door.
- Mary çantasından anahtarını çıkardı ve kapıyı açtı.
- Do you know how to unlock this door?
- Bu kapının kilidini nasıl açacağımı biliyor musun?
- The door was already unlocked.
- Kapının kilidi zaten açılmıştı.
- I asked them to unlock the door.
- Onların kapıyı açmasını istedim.
- Someone unlocked the door.
- Biri kapıyı açtı.
- I did not unlock that door.
- O kapıyı ben açmadım.
- I asked them to unlock the door.
- Onlardan kapıyı açmalarını istedim.
- Tom took a key out of his pocket and unlocked the door.
- Tom cebinden bir anahtar çıkardı ve kapıyı açtı.
- Tom fished a key out of his pocket and unlocked the door.
- Tom cebinden bir anahtar çıkardı ve kapıyı açtı.
- Tom tried to unlock the door.
- Tom kapıyı açmaya çalıştı.
- I asked her to unlock the door.
- Onun kapıyı açmasını istedim.
- Mary took her key out of her purse and unlocked the door.
- Mary çantasından anahtarını aldı ve kapıyı açtı.
- Tom unlocked the car door.
- Tom araba kapısını açtı.
- Tom unlocked the safe.
- Tom kasayı açtı.
- I asked him to unlock the door.
- Onun kapıyı açmasını istedim.
- The policeman unlocked Tom's handcuffs.
- Polis memuru Tom'un kelepçelerini açtı.
- I need to unlock this door.
- Bu kapıyı açmam gerekiyor.
- Tom unlocked the door and went inside.
- Tom kapıyı açtı ve içeriye girdi.
Show More (39)
|
| 3 |
unlock |
çözmek |
v. |
|
- I want to unlock your secrets.
- Sırlarını çözmek istiyorum.
- Layla tried to unlock her seat belt.
- Layla emniyet kemerini çözmeye çalıştı.
Show More (-1)
|
| 4 |
unlock |
ortaya çıkarmak |
v. |
|
- It is simply a matter of working with these to unlock the potential.
- Potansiyeli ortaya çıkarmak için sadece bunlarla çalışmak gerekiyor.
Show More (-2)
|
