unspoken - English Turkish Sentences
English Turkish
unspoken konuşmadan anlaşmaya dayalı adj.
  • There was an unspoken understanding between them.
  • Aralarında konuşmadan anlaşmaya dayalı bir iletişim biçimi vardı.
Show More (-2)
unspoken dile getirilmeyen adj.
  • His unspoken feelings for her were evident in his actions.
  • Dile getirmediği duyguları, kadına karşı davranışlarından belli oluyordu.
Show More (-2)
unspoken söylenmemiş adj.
  • In this place where empire and exploration meet, for every mystery we reveal, far more must remain unspoken.
  • İmparatorluğun ve keşif gezisinin buluştuğu bu yerde, ortaya koyduğumuz her gizem için çok daha fazlasının söylenmeden kalması gerekir.
Show More (-2)