virgin - English Turkish Sentences
English Turkish
virgin bakire n.
  • Still being a virgin, marriage is of concern for Ariana.
  • Hala bakire olan Ariana için evlilik bir endişe kaynağıydı.
  • Isaac Newton died a virgin.
  • Isaac Newton bakire olarak öldü.
  • He's not a virgin anymore.
  • O artık bakire değil.
Show More (21)
virgin bakir n.
  • If it never happened to you, you're a virgin.
  • Başına hiç gelmediyse bakirsin demektir.
  • Are you still a virgin?
  • Hâlâ bakir misin?
  • Isaac Newton died a virgin.
  • Isaac Newton bakir olarak öldü.
Show More (2)
virgin deneyimsiz n.
  • As a virgin skydiver, I plan to do the tandem jump first.
  • Deneyimsiz bir paraşütçü olarak önce tandem atlayış yapmayı planlıyorum.
Show More (-2)
virgin acemi n.
  • If you're a virgin surfer like us, don't be worried; I reckon you will love it!
  • Eğer bizim gibi acemi bir sörfçüyseniz endişelenmeyin; çok seveceğinizi tahmin ediyorum!
Show More (-2)
virgin bakir adj.
  • The desolate island had numerous virgin forests.
  • Issız adada çok sayıda bakir orman vardı.
Show More (-2)
virgin bakire adj.
  • Most virgin girls want a husband that's also a virgin.
  • Çoğu bakire kız, kocasının da bakire olmasını ister.
Show More (-2)