|
- If I look around, I see far more visitors in the galleries than Members in the chamber.
- Etrafıma baktığımda, galerilerde meclisteki üyelerden çok daha fazla ziyaretçi görüyorum.
- Every time we receive groups of visitors, we have to explain it all over again.
- Ne zaman bir ziyaretçi grubunu kabul etsek, her şeyi baştan anlatmak zorunda kalıyoruz.
- You mentioned visitors, but the visitors have been informed.
- Ziyaretçilerden bahsettiniz, ancak ziyaretçiler bilgilendirildi.
- Demonstrators, they cannot be called visitors, caused a lot of problems.
- Göstericiler, ziyaretçi olarak adlandırılamazlar, birçok soruna neden oldular.
- Should I have the visitors removed from the gallery?
- Ziyaretçileri salondan çıkarttırmalı mıyım?
- Both residents and visitors always had a healthy respect for the Elbe.
- Hem bölge sakinleri hem de ziyaretçiler Elbe Nehri'ne karşı her zaman sağlıklı bir saygı duymuştur.
- Both residents and visitors always had a healthy respect for the Elbe.
- Hem bölge sakinleri hem de ziyaretçiler Elbe'ye karşı her zaman sağlıklı bir saygı duymuşlardır.
- Parliament's Visitors Service is its calling card for the public.
- Parlamentonun Ziyaretçi Servisi, kamuoyu için bir çağrı kartıdır.
- If, like you, visitors come here, it is because they have chosen to come.
- Eğer ziyaretçiler de sizin gibi buraya geliyorlarsa, bunun nedeni gelmeyi seçmiş olmalarıdır.
- I see visitors in our gallery who are about the age of 25.
- Galerimizde yaklaşık 25 yaşlarında ziyaretçiler görüyorum.
- Up in the gallery, listening to you and me, are visitors.
- Galeride sizi ve beni dinleyen ziyaretçilerimiz var.
- She apparently has no access to a telephone and no visitors.
- Görünüşe göre telefona erişimi ve ziyaretçisi yok.
- That is why the visitors have to make do with hotels which are not in Strasbourg but in the surrounding area.
- Bu nedenle ziyaretçiler Strazburg'da değil, çevredeki otellerle idare etmek zorunda kalıyor.
- Demonstrators, who cannot be called visitors, caused a lot of problems.
- Ziyaretçi olarak adlandırılamayacak olan göstericiler pek çok soruna yol açmıştır.
- The members of the delegation have taken their seats in the Distinguished Visitors' Gallery.
- Heyet üyeleri Seçkin Ziyaretçiler Galerisi'ndeki yerlerini aldılar.
- Not of soldiers but of peaceful visitors from America and Cuba.
- Askerler değil ama Amerika ve Küba'dan gelen barışçıl ziyaretçiler.
- My party of visitors is well aware of that.
- Ziyaretçi grubum bunun gayet iyi farkında.
- Your visitors from Greece will be adequately covered.
- Yunanistan'dan gelen ziyaretçileriniz yeterli şekilde karşılanacaktır.
- We have night sittings and virtually no opportunity even to meet the visitors' groups who come here.
- Gece oturumlarımız var ve buraya gelen ziyaretçi gruplarıyla görüşmek için bile neredeyse hiç fırsatımız yok.
- You have fans in the visitors' gallery, but unfortunately, they are not permitted to applaud.
- Ziyaretçi galerisinde hayranlarınız var, ancak ne yazık ki alkışlamalarına izin verilmiyor.
- We have night sittings and virtually no opportunity even to meet the visitors' groups who come here.
- Gece oturumlarımız var ve buraya gelen ziyaretçi gruplarıyla tanışmak için bile neredeyse hiç fırsatımız yok.
- Other important matters include ties with everyday life, and, of course, the visitors service.
- Diğer önemli konular arasında günlük yaşamla bağlar ve tabii ki ziyaretçi hizmetleri yer alıyor.
- We also know, however, that it is difficult to find a hotel for fifty visitors.
- Bununla birlikte elli ziyaretçi için otel bulmanın zor olduğunu da biliyoruz.
- Videos give you the opportunity to increase the time spent by visitors on your site.
- Videolar size ziyaretçilerin sitenizde geçirdiği süreyi artırma olanak veriyor.
- Must be a delightful surprise for first time visitors to his home.
- Evine ilk kez gelen ziyaretçiler için hoş bir sürpriz olsa gerek.
- This will at least give you an opportunity to convert visitors.
- Bu size en azından ziyaretçileri dönüştürmek için bir fırsat verecektir.
- This will at least give you an opportunity to convert visitors.
- Bu size ziyaretçileri dönüştürmede en azından bir şans verir.
- Videos give you the opportunity to increase the time spent by visitors on your site.
- Videolar, size ziyaretçilerin sitenizde geçirdiği süreyi artırma olanağı tanır.
- Videos give you the opportunity to increase the time spent by visitors on your site.
- Videolar size ziyaretçilerin sitenizde geçirdiği süreyi artırma imkanı verir.
- Such visitors do not make any sense in projects such as affiliate marketing.
- Satış ortaklığı gibi projelerde bu tür ziyaretçiler bir anlam ifade etmiyor.
- All visitors must check out at the main office.
- Tüm ziyaretçilerin ana bürodan çıkış yapması gerekiyor.
- Such visitors do not make any sense in projects such as affiliate marketing.
- Satış ortaklığı gibi projeler açısından böyle ziyaretçilerin hiçbir anlamı yoktur.
- Visitors might have to be cautious while visiting this place.
- Ziyaretçilerin burayı ziyaret ederken dikkatli olmaları gerekebilir.
- Visitors need to know that they're in the right place immediately.
- Ziyaretçilerin hemen doğru yerde olduklarını bilmeleri gerekir.
- Such visitors do not make any sense in projects such as affiliate marketing.
- Satış ortaklığı gibi projelerde bu türden ziyaretçiler hiçbir anlam ifade etmez.
- This will at least give you an opportunity to convert visitors.
- Bu en azından size ziyaretçileri dönüştürme fırsatı verecektir.
- The zoo is crowded with visitors.
- Hayvanat bahçesi ziyaretçilerle doluydu.
- She wrote a book about the visitors.
- O, ziyaretçiler hakkında bir kitap yazdı.
- Let's greet our visitors.
- Ziyaretçilerimizi selamlayalım.
- What with the visitors and all the extra housework, I've had a very busy week.
- Ziyaretçiler ve ekstra ev işleri yüzünden çok yoğun bir hafta geçirdim.
- Don't have any visitors.
- Ziyaretçi kabul etmeyin.
- The kids are visitors.
- Çocuklar ziyaretçi.
- The zoo is crowded with visitors.
- Hayvanat bahçesi ziyaretçilerle doludur.
- I didn't have very many visitors.
- Çok fazla ziyaretçim yoktu.
- We had some visitors yesterday.
- Dün bazı ziyaretçilerimiz vardı.
- Fish and visitors stink after three days.
- Balıklar ve ziyaretçiler üç gün sonra kokar.
- Sami welcomed the visitors.
- Sami ziyaretçileri karşıladı.
- He looks forward to having 200 visitors.
- O 200 ziyaretçiyi dört gözle bekliyor.
- Are you expecting any visitors?
- Ziyaretçi bekliyor musunuz?
- Has Tom had many visitors?
- Tom'un çok ziyaretçisi oldu mu?
- Visitors may not feed the animals.
- Ziyaretçiler hayvanları besleyemez.
- The villagers were kind to their visitors.
- Köylüler ziyaretçilerine karşı nazikti.
- We don't get many visitors around here.
- Buralarda pek ziyaretçimiz olmaz.
- Kyoto gets thousands of visitors from all over the world each year.
- Her yıl Kyoto, dünyanın her tarafından binlerce ziyaretçi ağırlar.
- I have no time for visitors.
- Ziyaretçilere ayıracak vaktim yok.
- Visitors and guests are welcome.
- Ziyaretçilere ve misafirlere kapımız açık.
- We take all the company visitors to the meeting room.
- Tüm şirket ziyaretçilerini toplantı odasına alırız.
- Tom poured tea for his visitors.
- Tom ziyaretçileri için çay doldurdu.
- Visitors were few at the museum.
- Müzede çok az ziyaretçi vardı.
- Visitors are usually asked to remove their shoes before they enter a Japanese house.
- Genellikle bir Japon evine girmeden önce ziyaretçilerin ayakkabılarını çıkarmaları istenir.
- Visitors and guests are welcome.
- Ziyaretçiler ve misafirlerimiz hoş karşılanıyor.
- We treat all visitors alike.
- Bütün ziyaretçilere aynı şekilde davranıyoruz.
- We have visitors.
- Ziyaretçilerimiz var.
- We don't get many visitors.
- Pek ziyaretçimiz olmuyor.
- You have visitors.
- Ziyaretçileriniz var.
- The children are visitors.
- Çocuklar ziyaretçidir.
- The visitors were greeted with warm handshakes.
- Ziyaretçiler, sıcak el sıkışma ile karşılandılar.
- Kyoto gets thousands of visitors from all over the world each year.
- Kyoto her yıl dünyanın dört bir yanından binlerce ziyaretçi almaktadır.
- Our visitors are sitting in the living room.
- Ziyaretçilerimiz oturma odasında oturuyor.
- I'm not allowed to have visitors this week.
- Bu hafta ziyaretçi kabul etmeme izin yok.
- Visitors to the palace can still see this tennis court today.
- Saray ziyaretçileri bugün hala bu tenis kortunu görebilirler.
- Tom probably doesn't get many visitors.
- Tom'un muhtemelen pek ziyaretçisi yoktur.
- Visitors to that town increase in number year by year.
- O kasabaya gelen ziyaretçilerin sayısı her geçen yıl artıyor.
- All visitors are subject to inspection.
- Tüm ziyaretçiler denetime tabidir.
- Tom only had a few visitors when he was in the hospital.
- Tom hastanedeyken sadece birkaç ziyaretçisi vardı.
- He realized that the visitors had tricked him.
- Ziyaretçilerin onu kandırdığını fark etti.
- She wrote a book about the visitors.
- Ziyaretçiler hakkında bir kitap yazdı.
- Tom and Mary are expecting visitors this evening.
- Tom ve Mary bu akşam ziyaretçi bekliyor.
- Our visitors are at the door.
- Ziyaretçilerimiz kapıdalar.
- I'm expecting visitors.
- Ziyaretçi bekliyorum.
- We will have some visitors one of these days.
- Bugünlerde bazı ziyaretçilerimiz olacak.
- All visitors are subject to inspection.
- Tüm ziyaretçiler denetimine tabidir.
- Sami welcomed the visitors.
- Sami ziyaretçileri ağırladı.
- Our visitors are at the door.
- Ziyaretçilerimiz kapıda.
- The clinic allowed only two visitors per patient at any one time.
- Klinikte hasta başına aynı anda sadece iki ziyaretçiye izin veriliyordu.
- He realized that the visitors had tricked him.
- Ziyaretçilerin, kendisini aldattığının farkına vardı.
- The children are visitors.
- Çocuklar ziyaretçidirler.
- We take all the company visitors to the meeting room.
- Bütün şirket ziyaretçilerini toplantı odasına alıyoruz.
- Visitors were few at the museum.
- Müzede az sayıda ziyaretçi vardı.
- Visitors are welcome.
- Ziyaretçilere kapımız açık.
- Visitors to Switzerland admire the Alps.
- İsviçre'ye gelen ziyaretçiler Alp dağlarına hayran kalırlar.
- Visitors are requested not to touch the exhibits.
- Ziyaretçilerden sergilere dokunmamaları rica olunur.
- Suzanne greeted her visitors at the door.
- Suzanne ziyaretçilerini kapıda karşıladı.
- She receives lots of visitors.
- Bir sürü ziyaretçisi var.
- We don't get many visitors here.
- Buraya fazla ziyaretçi gelmiyor.
- You have visitors.
- Ziyaretçilerin var.
- These are our visitors.
- Bunlar bizim ziyaretçilerimiz.
- We weren't expecting visitors.
- Ziyaretçi beklemiyorduk.
- We had a lot of visitors yesterday.
- Dün bir sürü ziyaretçimiz vardı.
- Do you get many visitors?
- Çok ziyaretçiniz oluyor mu?
- Visitors are welcome.
- Ziyaretçiler bekleniyor.
- Tom and Mary are expecting visitors this evening.
- Tom ve Mary bu akşam ziyaretçi bekliyorlar.
- I thought Tom wasn't allowed to have visitors.
- Tom'un ziyaretçi kabul etmesine izin verilmediğini sanıyordum.
- We treat all visitors alike.
- Biz bütün ziyaretçilere aynı davranırız.
- No visitors are permitted here.
- Burada ziyaretçilere izin verilmez.
- The visitors waited in a long line to get into the museum.
- Ziyaretçiler müzeye girmek için uzun bir kuyrukta beklediler.
- All visitors are welcome.
- Tüm ziyaretçilere kapımız açık.
- Few visitors could see him.
- Çok az ziyaretçi onu görebiliyordu.
- How many visitors does Tatoeba have?
- Tatoeba'nın kaç ziyaretçisi var?
- We don't get visitors.
- Biz ziyaretçi almıyoruz.
- I rarely get visitors.
- Nadiren ziyaretçim olur.
- We're not used to visitors.
- Ziyaretçilere alışık değiliz.
- Visitors to Switzerland admire the Alps.
- İsviçre'ye gelen ziyaretçiler Alpler'e hayran kalırlar.
- I had no visitors today.
- Bugün hiç ziyaretçim yoktu.
- I'm expecting visitors.
- Ziyaretçiler bekliyorum.
- We don't get many visitors.
- Çok fazla ziyaretçimiz olmaz.
- Visitors are usually asked to remove their shoes before they enter a Japanese house.
- Ziyaretçilerden genellikle bir Japon evine girmeden önce ayakkabılarını çıkarmaları istenir.
- Does Tom get many visitors?
- Tom birçok ziyaretçi alıyor mu?
- At the entrance of a Japanese house, visitors are generally asked to take off their shoes.
- Bir Japon evinin girişinde, ziyaretçilerden genellikle ayakkabılarını çıkarmaları istenir.
- Visitors are requested not to touch the exhibits.
- Ziyaretçilerin sergilere dokunmaması rica olunur.
- At the entrance of a Japanese house, visitors are generally asked to take off their shoes.
- Bir Japon evinin girişinde ziyaretçilerden genellikle ayakkabılarını çıkartmaları istenir.
- Few visitors could see him.
- Az sayıda ziyaretçi onu görebildi.
- Tom greeted his visitors at the door.
- Tom ziyaretçilerini kapıda karşıladı.
- We're not used to visitors.
- Biz ziyaretçilere alışık değiliz.
- I don't want visitors.
- Ziyaretçi istemiyorum.
- No visitors are permitted here.
- Buraya ziyaretçi kabul edilmiyor.
- The visitors were greeted with warm handshakes.
- Ziyaretçiler sıcak tokalaşmalarla karşılandı.
- Let's greet our visitors.
- Ziyaretçilerimizi karşılayalım.
- I wasn't expecting visitors.
- Ziyaretçi beklemiyordum.
- Sami greeted visitors at the reception.
- Sami ziyaretçileri resepsiyonda karşıladı.
- Sami chatted to the visitors.
- Sami ziyaretçilerle sohbet etti.
- Has Tom had many visitors?
- Tom'un çok ziyaretçisi var mıydı?
- Has Tom had any visitors?
- Tom'un hiç ziyaretçisi var mıydı?
- We didn't have many visitors this summer.
- Bu yaz pek ziyaretçimiz olmadı.
- Visitors to the palace can still see this tennis court today.
- Saraya gelen ziyaretçiler bugün hala bu tenis kortunu görebiliyorlar.
- All the visitors went back home one after another.
- Tüm ziyaretçiler birbiri ardına evlerine döndüler.
- I don't get many visitors.
- Çok fazla ziyaretçim olmuyor.
- We don't get many visitors around here.
- Biz buralarda çok ziyaretçi almayız.
- The kids are visitors.
- Çocuklar ziyaretçilerdir.
- Sami isn't taking any visitors.
- Sami ziyaretçi kabul etmiyor.
- He looks forward to having 200 visitors.
- O, 200 ziyaretçinin gelmesini bekliyor.
- Visitors to the zoo are not allowed to feed the animals.
- Hayvanat bahçesine gelen ziyaretçilerin hayvanları beslemesine izin verilmiyor.
- We don't get visitors.
- Ziyaretçimiz yok.
- Tom wasn't expecting visitors.
- Tom ziyaretçi beklemiyordu.
- Sami greeted visitors at the reception.
- Sami resepsiyonda ziyaretçileri karşılıyordu.
- Are you expecting any visitors?
- Hiç ziyaretçi bekliyor musun?
- We don't get many visitors down here.
- Buraya pek ziyaretçi gelmez.
- Visitors were few at the museum.
- Müzedeki ziyaretçiler azdı.
- These are our visitors.
- Bunlar ziyaretçilerimiz.
- Does Tom get many visitors?
- Tom'un çok ziyaretçisi olur mu?
- Has Tom had any visitors?
- Tom'un hiç ziyaretçisi oldu mu?
- We didn't have many visitors this summer.
- Bu yaz pek ziyaretçimiz yoktu.
Show More (149)
|
