|
- But this is a big public health issue and I want to speak firstly from personal experience.
- Ancak bu büyük bir halk sağlığı sorunudur ve öncelikle kişisel deneyimlerime dayanarak konuşmak istiyorum.
- I want to speak directly to the Spanish President-in-Office at this point.
- Bu noktada doğrudan İspanya Dönem Başkanı ile konuşmak istiyorum.
- I did not want to speak until the vote on the second part had been taken.
- İkinci bölümün oylaması yapılana kadar konuşmak istemedim.
- We do not understand why they want to speak but refuse a resolution.
- Neden konuşmak istediklerini ama çözümü reddettiklerini anlamıyoruz.
- I want to speak about the cod crisis.
- Morina krizi hakkında konuşmak istiyorum.
- We want to speak for women with one voice rather than join in a chorus of many.
- Çok sesli bir koroya katılmak yerine kadınlar adına tek bir sesle konuşmak istiyoruz.
- I therefore want to speak about it briefly.
- Bu nedenle bu konu hakkında kısaca konuşmak istiyorum.
- But that is not what I wanted to speak about tonight.
- Ancak bu akşam konuşmak istediğim konu bu değil.
- The presidency wants to speak for Europe as a union of countries with a common, strong voice and opinions.
- Başkanlık, ortak, güçlü bir sese ve görüşlere sahip bir ülkeler birliği olarak Avrupa adına konuşmak istiyor.
- I want to speak first about why I went on this adventure.
- Önce neden bu maceraya atıldığım hakkında konuşmak istiyorum.
- I want to speak to her.
- Onunla konuşmak istiyorum.
- I want to speak to her in the matter of my salary.
- Maaşım konusunda onunla konuşmak istiyorum.
- Do you want to speak privately?
- Özel olarak konuşmak ister misin?
- I want to speak to her alone.
- Onunla yalnız konuşmak istiyorum.
- I want to speak with your boss.
- Patronunla konuşmak istiyorum.
- I wanted to speak in French with Tom.
- Tom'la Fransızca konuşmak istedim.
- I want to speak to Tom alone.
- Tom'la yalnız konuşmak istiyorum.
- Why did you want to speak to me?
- Neden benimle konuşmak istedin?
- Tom doesn't want to speak to you.
- Tom seninle konuşmak istemiyor.
- Tom and I want to speak to you.
- Tom ve ben seninle konuşmak istiyoruz.
- I want to speak to them alone.
- Onlarla yalnız konuşmak istiyorum.
- I want to speak with him now.
- Onunla şimdi konuşmak istiyorum.
- Do you want to speak to Tom now?
- Şimdi Tom'la konuşmak ister misin?
- I want to speak in Lojban.
- Ben Lojbanca konuşmak istiyorum.
- I want to speak to the person in charge.
- Yetkili kişiyle konuşmak istiyorum.
- Tom says he wants to speak French.
- Tom Fransızca konuşmak istediğini söylüyor.
- She doesn't want to speak, being afraid of making mistakes.
- Hata yapmaktan korktuğu için konuşmak istemiyor.
- If you want to speak English as fluently as me, you must learn as much as I did.
- Eğer İngilizceyi benim kadar akıcı konuşmak istiyorsan, benim kadar çok şey öğrenmelisin.
- I want to speak with you.
- Seninle konuşmak istiyorum.
- I want to speak with her now.
- Şimdi onunla konuşmak istiyorum.
- Tom says he wants to speak to you.
- Tom seninle konuşmak istediğini söylüyor.
- I want to speak to Tom.
- Tom'la konuşmak istiyorum.
- I don't want to speak with you.
- Seninle konuşmak istemiyorum.
- Do you want to speak to Tom?
- Tom'la konuşmak istiyor musun?
- Tom wanted to speak to you.
- Tom seninle konuşmak istedi.
- I want to speak with them.
- Onlarla konuşmak istiyorum.
- Tom didn't want to speak to anyone.
- Tom kimseyle konuşmak istemiyordu.
- I don't want to speak ill of the dead.
- Ölünün arkasından konuşmak istemiyorum.
- I don't want to speak your language.
- Senin dilini konuşmak istemiyorum.
- I wanted to speak in French with Tom.
- Tom ile Fransızca konuşmak isterdim.
- I want to speak to my lawyer.
- Avukatımla konuşmak istiyorum.
- I wanted to speak with you about this.
- Seninle bu konuyu konuşmak istiyordum.
- I want to speak with Tom now.
- Tom'la hemen konuşmak istiyorum.
- I want to speak to your boss.
- Patronunla konuşmak istiyorum.
- If you really want to speak to me, it's now or never.
- Eğer benimle gerçekten konuşmak istiyorsan, ya şimdi ya da asla.
- I want to speak with them now.
- Onlarla şimdi konuşmak istiyorum.
- I just wanted to speak to Tom.
- Ben sadece Tom'a konuşmak istedim.
- Tom didn't want to speak with Mary.
- Tom Mary ile konuşmak istemedi.
- He wants to speak.
- O konuşmak istiyor.
- I want to speak with your manager.
- Müdürünüzle konuşmak istiyorum.
- Tom didn't want to speak.
- Tom konuşmak istemiyordu.
- We wanted to speak to the president of the company, but he refused to speak to us.
- Biz, şirket başkanı ile konuşmak istedik ama o, bizimle konuşmayı reddetti.
- If you want to speak, raise your hand.
- Konuşmak isteyen elini kaldırsın.
- He says that he wants to speak to you.
- O sizinle konuşmak istediğini söylüyor.
- I don't want to speak your language.
- Sizin dilinizi konuşmak istemiyorum.
- I wanted to speak with you about this.
- Bunun hakkında seninle konuşmak istedim.
- I don't want to speak to anybody else.
- Başka kimseyle konuşmak istemiyorum.
- I want to speak with her.
- Onunla konuşmak istiyorum.
- I want to speak with your boss.
- Sizin patronunuzla konuşmak istiyorum.
- We are here because we want to speak a new language and so, we must speak it!
- Buradayız çünkü yeni bir dil konuşmak istiyoruz ve bu yüzden konuşmalıyız!
- We want to speak with Tom.
- Tom ile konuşmak istiyoruz.
- Doesn't anyone want to speak to me?
- Kimse benimle konuşmak istemiyor mu?
- I want to speak in French.
- Fransızca konuşmak istiyorum.
- I don't want to speak to anyone.
- Kimseyle konuşmak istemiyorum.
- Right now, I want to speak Lojban.
- Şu anda Lojban konuşmak istiyorum.
- Tom and Mary want to speak to you.
- Tom ve Mary seninle konuşmak istiyorlar.
- You're just the man I want to speak to.
- Konuşmak istediğim adam sensin.
- Tom wanted to speak to Mary privately.
- Tom, Mary'yle özel olarak konuşmak istedi.
- Tom must've wanted to speak.
- Tom konuşmak istemiş olmalı.
- Tom didn't want to speak with you.
- Tom seninle konuşmak istemedi.
- I don't ever want to speak to Tom again.
- Tom'la bir daha asla konuşmak istemiyorum.
- I want to speak to my lawyer now.
- Şimdi avukatımla konuşmak istiyorum.
- I want to speak to Tom alone.
- Ben Tom'la yalnız konuşmak istiyorum.
- We wanted to speak to the president of the company, but he refused to speak to us.
- Şirket başkanıyla konuşmak istedik ama bizimle konuşmayı reddetti.
- You want to speak.
- Sen konuşmak istiyorsun.
- Tom wants to speak to Mary alone.
- Tom, Mary ile yalnız konuşmak istiyor.
- Do you want to speak with a lawyer?
- Bir avukatla konuşmak ister misiniz?
- I didn't want to speak with Tom.
- Tom ile konuşmak istemedim.
- I want to speak to her in the matter of my salary.
- Benim maaşım konusunda onunla konuşmak istiyorum.
- I want to speak to your manager.
- Müdürünle konuşmak istiyorum.
- I want to speak to you.
- Seninle konuşmak istiyorum.
- She says that she wants to speak with you.
- O sizinle konuşmak istediğini söyler.
- I wanted to speak with you about this.
- Ben de seninle bu konuyu konuşmak istiyordum.
- How did you know I wanted to speak to Tom?
- Tom'la konuşmak istediğimi nereden bildin?
- Did you want to speak with me?
- Benimle konuşmak istedin mi?
- Tom wants to speak.
- Tom konuşmak istiyor.
- Tom wants to speak to you.
- Tom seninle konuşmak istiyor.
- Tom wanted to speak to Mary privately.
- Tom, Mary ile özel olarak konuşmak istedi.
- Tom doesn't want to speak about his private life.
- Tom özel hayatı hakkında konuşmak istemiyor.
- Tom wants to speak with you.
- Tom sizinle konuşmak istiyor.
- You have to raise your hand if you want to speak at the meeting.
- Toplantıda konuşmak istiyorsanız elinizi kaldırmalısınız.
- Do you want to speak with a lawyer?
- Bir avukatla konuşmak ister misin?
- Tom wanted to speak.
- Tom konuşmak istedi.
- He doesn't even want to speak to me.
- O benimle konuşmak istemiyor bile.
- I didn't want to speak French.
- Fransızca konuşmak istemedim.
- I want to speak with my attorney, now.
- Avukatımla konuşmak istiyorum, hemen.
- There's a gentleman downstairs who says that he wants to speak to you.
- Aşağıda seninle konuşmak istediğini söyleyen bir beyefendi var.
- She didn't want to speak to anyone.
- O, biriyle konuşmak istemiyordu.
- I want to speak with Tom now.
- Şimdi Tom'la konuşmak istiyorum.
- I want to speak in Lojban.
- Lojban dilinde konuşmak istiyorum.
- I want to speak to him alone.
- Onunla yalnız konuşmak istiyorum.
- They want to speak to you.
- Seninle konuşmak istiyorlar.
- No one wants to speak.
- Kimse konuşmak istemiyor.
- I want to speak with him now.
- Şimdi onunla konuşmak istiyorum.
- I want to speak with the manager.
- Müdürle konuşmak istiyorum.
- Do you want to speak privately?
- Özel olarak konuşmak ister misiniz?
- I want to speak with my lawyer, now.
- Avukatımla konuşmak istiyorum, hemen.
- I want to speak.
- Konuşmak istiyorum.
- She didn't want to speak to anyone.
- Kimseyle konuşmak istemedi.
- I want to speak with your manager.
- Menajerinizle konuşmak istiyorum.
- He says that he wants to speak to you.
- Seninle konuşmak istediğini söylüyor.
- Tom wanted to speak.
- Tom konuşmak istiyordu.
- He didn't want to speak about her anymore.
- Artık onun hakkında konuşmak istemiyordu.
- Tom wants to speak with you.
- Tom seninle konuşmak istiyor.
- I just wanted to speak to him.
- Sadece onunla konuşmak istedim.
- Tom doesn't want to speak with you.
- Tom seninle konuşmak istemiyor.
- She says that she wants to speak with you.
- Seninle konuşmak istediğini söylüyor.
- I want to speak to my client before the interrogation starts.
- Sorgulama başlamadan önce müvekkilimle konuşmak istiyorum.
- I want to speak to Terry.
- Terry ile konuşmak istiyorum.
- I want to speak about my love.
- Aşkım hakkında konuşmak istiyorum.
- I want to speak with Tom, please.
- Tom ile konuşmak istiyorum, lütfen.
- Tom didn't want to speak with Mary.
- Tom, Mary ile konuşmak istemedi.
- I want to speak with my attorney, now.
- Şimdi avukatımla konuşmak istiyorum.
- I want to speak with Tom, please.
- Tom'la konuşmak istiyorum, lütfen.
- They want to speak to you.
- Onlar seninle konuşmak istiyorlar.
- You have to raise your hand if you want to speak at the meeting.
- Toplantıda konuşmak isterseniz elinizi kaldırmak zorundasınız.
- Evidently he does not want to speak to me.
- Belli ki benimle konuşmak istemiyor.
- I wanted to speak French every day.
- Her gün Fransızca konuşmak istiyordum.
- I want to speak to them.
- Onlarla konuşmak istiyorum.
- I wanted to speak with you about this.
- Bunun hakkında sizinle konuşmak istedim.
- I want to speak to a lawyer.
- Bir avukatla konuşmak istiyorum.
- I want to speak French.
- Fransızca konuşmak istiyorum.
- I wanted to speak French every day.
- Her gün Fransızca konuşmak istedim.
- I want to speak now.
- Şimdi konuşmak istiyorum.
- I want to speak to whoever is in charge here.
- Burada yetkili kimse onunla konuşmak istiyorum.
- You're just the person I want to speak to.
- Konuşmak istediğim kişi sensin.
- I want to speak to your manager.
- Yöneticinizle konuşmak istiyorum.
- I wanted to speak with you first.
- Önce seninle konuşmak istedim.
- He wants to speak.
- Konuşmak istiyor.
- How did you know I wanted to speak to Tom?
- Tom'la konuşmak istediğimi nasıl bildin?
- I want to speak with Tom.
- Tom ile konuşmak istiyorum.
- You're just the man I want to speak to.
- Sen tam konuşmak istediğim adamsın.
- We want to speak with Tom.
- Tom'la konuşmak istiyoruz.
- I want to speak with you now.
- Şimdi seninle konuşmak istiyorum.
- Tom and Mary want to speak to you.
- Tom ve Mary seninle konuşmak istiyor.
- I want to speak with them now.
- Şimdi onlarla konuşmak istiyorum.
- Don't you want to speak to Tom?
- Tom'la konuşmak istemiyor musun?
- I want to speak with my lawyer, now.
- Şimdi avukatımla konuşmak istiyorum.
- I want to speak with him.
- Onunla konuşmak istiyorum.
- Do you want to speak to Tom now?
- Tom'la şimdi konuşmak ister misin?
- I just wanted to speak to them.
- Sadece onlarla konuşmak istedim.
- Tom wanted to speak to Mary alone.
- Tom Mary ile yalnız konuşmak istedi.
- I want to speak to you alone.
- Seninle yalnız konuşmak istiyorum.
- There's a gentleman downstairs who says that he wants to speak to you.
- Aşağıda sizinle konuşmak istediğini söyleyen bir beyefendi var.
- If you want to speak English as fluently as me, you must learn as much as I did.
- Benim kadar akıcı İngilizce konuşmak istiyorsanız, benim kadar çok şey öğrenmelisiniz.
- I'm certain Tom will want to speak with you.
- Eminim Tom seninle konuşmak isteyecektir.
- I'm certain Tom will want to speak with you.
- Tom'un seninle konuşmak isteyeceğinden eminim.
- I want to speak with her now.
- Onunla şimdi konuşmak istiyorum.
- If you want to speak in French in the United States, go to Louisiana.
- Birleşik Devletler'de Fransızca konuşmak istiyorsanız, Louisiana'ya gidin.
- Who do you want to speak to?
- Kiminle konuşmak istiyorsun?
- I want to speak to you for a moment.
- Sizinle bir dakika konuşmak istiyorum.
- Tom said he didn't want to speak in French.
- Tom Fransızca konuşmak istemediğini söyledi.
- She wants to speak.
- Konuşmak istiyor.
- Who do you want to speak to?
- Kimle konuşmak istiyorsun?
- I didn't want to speak in French.
- Fransızca konuşmak istemedim.
- You want to speak.
- Konuşmak istiyorsun.
- Did you want to speak to me?
- Benimle konuşmak istedin mi?
- I want to speak to Mr Sato please.
- Bay Sato ile konuşmak istiyorum, lütfen.
- I want to speak to you.
- Sizinle konuşmak istiyorum.
- I just wanted to speak to Tom.
- Sadece Tom'la konuşmak istedim.
- I want to speak to him.
- Onunla konuşmak istiyorum.
- I want to speak German.
- Almanca konuşmak istiyorum.
- If you want to speak, raise your hand.
- Konuşmak istiyorsan, elini kaldır.
- I want to speak to Tom, please.
- Tom'la konuşmak istiyorum, lütfen.
- Now I want to speak Esperanto.
- Şimdi Esperanto konuşmak istiyorum.
- Tom wants to speak to Mary alone.
- Tom Mary ile yalnız konuşmak istiyor.
- You're just the person I want to speak to.
- Sen tam konuşmak istediğim kişisin.
- I want to speak to you about Tom.
- Seninle Tom hakkında konuşmak istiyorum.
- I want to speak to you for a moment.
- Bir an için seninle konuşmak istiyorum.
- I want to speak to Mr Sato please.
- Bay Sato'yla konuşmak istiyorum lütfen.
- I want to speak to your daughter.
- Kızınızla konuşmak istiyorum.
- Why did you want to speak with us?
- Neden bizimle konuşmak istedin?
- Tom didn't want to speak.
- Tom konuşmak istemedi.
- Tom didn't want to speak to anyone.
- Tom kimseyle konuşmak istemedi.
- I want to speak with Tom.
- Tom'la konuşmak istiyorum.
- I want to speak English.
- İngilizce konuşmak istiyorum.
- Do you want to speak to Tom?
- Tom'la konuşmak ister misin?
- I just wanted to speak to her.
- Sadece onunla konuşmak istedim.
- I want to speak English.
- Ben İngilizce konuşmak istiyorum.
- I want to speak to you about what needs to be done.
- Yapılması gerekenler hakkında sizinle konuşmak istiyorum.
Show More (187)
|
